REFERANDUMUN ARDINDAN...

      İyisiyle kötüsüyle, şamatası bol ama şükür ki, olayları az bir Referandum yaşadık. Referandum sürecinde maddelerin tartışılmasından ziyade...

REFERANDUMUN ARDINDAN...

      İyisiyle kötüsüyle, şamatası bol ama şükür ki, olayları az bir Referandum yaşadık. Referandum sürecinde maddelerin tartışılmasından ziyade soy,sop tartışmalarını bolca izlemledik hatta ülkenin bölünmesini bile dile getirenleri gördük.
   
    Liderlerin söylemlerini, nasıl bir süreç izlediklerini ve bu süreçte nasıl hatalar yapıldıklarını hep beraber gözlemledik.

     Başbakan hep kendisi ön plandaydı. Hukukçu liderler çok fazla ön plana nedense çıkmadılar. Açık oturum izledim sadece, Adalet Bakanının çıktığı proğramlar beni tatmin etti. Fakat Hiçbir partinin miting yapmaya cesaret edemedigi Kazlıçeşmedeki miting, Ak parti tabanının ne kadar fedakar oldugunun ispatıydı. Hatta yagmur yagacagı söylenmesine ragmen çok yogundu.     Kılıçtaroğlu'na gelince konuları istedigi mecraya çekmeye çalıştı fakat  akil bir ekibin olmamasının dezavantajlarını yaşadı. Tunceli'de genel aftan bahsedip egede onu demedim demesi ekibinin saglıklı bilgi veremediginden ya da ekbiyle farklı düşünmesinden kaynaklandı. Fakat Kılıçtaroğlu'nun Oy kullanamamasını ne kendisi ne de ekibi izah edebilir. Ekibini yönetemiyen bir kumandan edası vardı Kılıçtaroğlu'nda. Gazetelerde, internetlerde oy kullanamayacagını  bilmesine ragmen işi sıkı tutmamaları, en basitinden bir bilgisayar açıp, YSK adresine girip, TC numarasını yazıp nerede kullanacagını sorgulamamaları kamuoyuna açıklanabilecek bir şey değil elbette. Hatta İnternet sitelerinde bu konu o kadar bayagı olduki, BDP Taraftarlarının ağzından yazılı “madem boykot edecektin bize neden haber vermedin” şeklindeki espirilerin muhatabı oldu sayın KILIÇTAROĞLU
        Sayın Bahçeli ise bu süreci iyi yönetemedi. CHP, BDP, İŞÇİ PARTİ vb sol egilimli partilerle beraber olmasını kendi tabanına anlatamadı. Hatta onları kucaklamak yerine söylemleriyle dahada uzaklaştırdı partisinden. MHP lideri için en anlaşılmaz olanı ise kendi ili olan OSMANİYE’den “Evet” çıkması. Bunu anlatamazsınız kamu oyuna. Kendi memleketini ikna edememiş bir liderin ülkeyi ikna etmesi hiçte kolay olmasa gerek. Sanki bu sonuç MHP liderinin tabanını küstürdüğü ve hatta dışladığı gibi bir izlenimi düşündürmekte. Bir gerçek varki sayın bahçeli  bu tutum ile 2011 seçimlerine girecekse işi zor diyorum.
    BDP  ise kendi seçmenine güven vermediği gibi kendisi de seçmen kitlesine güvenmedi . Kendi seçmenine güvenen bir parti sonucu ne olursa olsun sandıga gidip orada BOŞ oy kullanmasını tavsiye ederdi. Boykot ederek Ergenekon baglantılarının oldugu hissini kamu oyuna verdi. Seçmeninin Evet vereceginden çekindigi ondan  izin vermedigi birçok yerde konuşulur oldu. Bu ise Hayır cephesine yarar getirdi. Tabanı EVET’çi, Tavanı HAYIR’cı bir ikilem içerisine girdi.
     Fakat en dogrusunu KILIÇTAROGLU ve BAŞBAKAN söyledi en sonunda. Uzlaşılması gerektigini dile getirdiler. Zaten halkımızda; Seçimlerden sonra yapılacak Anayasa değişikliklerinde sadece mecliste bulunan degil, bulunmayan SP, BBP, DSP, DP'yi de işin içine  katarak, daha geniş katılımlı, ama sonuçta çıkan metnin halk tarafından onaylandığı kavgasız bir Sivil Anayasa yapılmasını istiyor. Saygılarımla.
 Faruk ŞAHİN

Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2010, 04:44
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17