HAS Parti`nin Musevi adayı Lina Gahun

HAS Parti`nin Musevi adayı Lina Gahun, Gazeteboyut`a çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Siz İzmir’de doğup büyümüş bir kişisiniz. Kökten İzmirlisiniz...

HAS Parti`nin Musevi adayı Lina Gahun

HAS Parti`nin Musevi adayı Lina Gahun, Gazeteboyut`a çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Siz İzmir’de doğup büyümüş bir kişisiniz. Kökten İzmirlisiniz yani?

Beş yüz yıllık İzmirliyiz biz. Atalarımız İspanya’dan İzmir’e gelmişler. Evet, ben İzmir’de doğdum büyüdüm. Önce Karşıyaka Ankara İlkokulunda okudum. Sonra Alsancak’a taşındık. Gazi İlkokulunda okudum. Ardından da İzmir Kız Lisesini bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gitmeyi çok istedim fakat o sıralar öğrenci olayları yoğundu. Çok iyi hatırlıyorum benden altı yaş büyük ablam, üniversiteye başvuru formu almıştı. Babam bunu görünce, “Ne bu! Hayatta olmaz.” deyip başvuru formunu yırttı. “Üniversite-müniversite yok. Ben çocuklarımı üniversiteye göndermem.” dedi. Babamın tavrı, öğrenci olaylarının had safhada olmasıyla ilgili. Tabi o tavrı ablam gösteremeyince, biz de gösteremedik.

 

Şunu sormak istiyorum: İzmir, Türkiye Musevilerinin yoğun yaşadığı merkezlerden birisi. Peki siz hiç Musevi olmaktan ötürü hassas bir durum hissettiniz mi? Farklı olduğunuzu, ayrımcılık yaşadığınızı hissettiniz mi?

 

Hayır, şahsen ben hiç hissetmedim. Çünkü Türk halkı o kadar iyi niyetli ve sıcak ki. Böyle bir şey hissetmemi gerektirecek bir durum olmadı. Hatta şu kadarını söyleyeyim: Türk halkı Türkiye Musevilerinin eğitimli ve görgülü olmalarına hep saygı duydular.

 

Şu anda Musevilerin sayısal durumu nedir İzmir’de?

 

Aşağı yukarı beş bine yakın. Ama çoğu çocuklarımız İstanbul’a yerleşti. Bir azalma oldu elbette.

 

Farklı ülkelerde yaşayan Musevi cemaatleri arasında bir farklılaşma oluyor mu zamanla. Mesela Türkiye Musevisi ile Fransa Musevisi arasında bir farklılık görülüyor mu?

 

Yo, hayır. Büyük bir farklılaşma olmaz genelde. Ama şöyle bir durum vardır. Diğer Musevilerin nazarında Türkiye Musevileri daha ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Türkiye Musevileri biraz daha şanslı ve ayrıcalıklı görülür.

 

Neden?

 

Çünkü Museviler Türkiye’de her zaman iyi muamele görmüştür. İkinci Dünya Savaşında Fransa’da gözaltına alınıp toplama kampına götürülen bazı Musevileri Türkiye büyükelçisi kurtarmıştır. O büyük insan nur içinde yatsın.

 

Sinagoglarınız var İzmirde?

 

Evet, var. Devlet tarafından da korunuyor.

 

Daha önce hiç siyaset yaptınız mı?

 

Hayır, daha önce siyaset yapmadım. Çalışma hayatı ve sivil toplum çalışmaları içinde bulundum. Sempati duyduğumuz siyasetçiler vardı. Mesela Özal’a ve ondan önce Ecevit’e bir ilgim vardı. Fakat aktif olarak siyasetin içinde hiç bulunmadım. Aslında siyasi görevlerine düşkün insanlar da vardı çevremizde. Mesela babaannem 92 yaşında, bastonuyla gidip oyunu kullanırdı.

 

Siyasette öncelikleriniz nedir? Siyaseti kimler için yapmak istiyorsunuz?

 

Ben öncelikle kadınlar için siyaset yapmak istiyorum. Evde oturarak, haklarımızı aramadan kadınlar olarak bir şeyler yapamayız. Türk kadını hayatı örgü örmekten, evde oturmaktan ibaret saymamalıdır. AKP bunu biraz yapmaya çalıştı. Ama kadınlara bir faydası olmadı. Yine partiyi öne çıkardı.

 

Ak Parti’nin kadınlar üzerinden oy kazanıp onları geri planda tutmasıyla ilgili bir tartışma var şu anda. Bazı başörtülü kadınlar, “Başörtülü aday yoksa, oy da yok!” kampanyası başlattılar. Ne dersiniz bu konuda?

 

Olabilir. Başörtüsü konusunda şunu söylemek istiyorum. Siyaset din üzerinden tanımlanmamalı. Bugüne kadar bir Musevi olarak ben ismimi, dinimi değiştirmeye zorlanmadım. Eğer bir hanım başını örtmek istiyorsa, hayatını bu şekilde yürütmek için özgür iradesiyle karar aldıysa, ona kimse engel olmamalı. Devam edip gitmeli. Hiç kimse başını örtmek veya açmak konusunda bir baskı görmemeli.hatta daha verimli olur. Eğer bir insana istemediği şeyleri empoze ederseniz o kişi kendisini kısıtlanmış hisseder ve verimli olamaz. Kendisi gibi davranamaz.

 

Sivil Toplum çalışmaları dediniz...

 


Evet, uzun yıllar Musevi Cemaatinin çalışmalarında bulundum. İzmir’de. Cemaatin kadın kolları başkanlığını yaptım. Pek çok hizmetimiz oldu.

 


Bir dönem de basına, Başbakan Erdoğan’ın İzmir ile ilgili olarak “Gavur” imasında bulunduğu yönünde haberler yansımıştı…

 


Evet, maalesef. İzmirliler buna çok takıldılar, üzüldüler. İzmir için en uygun sıfatı genel başkanımız Numan Kurtulmuş kullandılar. İzmir gavur değil, kahraman bir şehirdir. Şunu da eklemek istiyorum: İzmir’de milletvekillerinin ağırlığı CHP’den. Belediye başkanlıklarında da durum aynı. İzmir’e ne bir yatırım var, ne destek. Sanki hükümet, CHP’nin çalışmadığını, iş yapamadığını ispat etmek istiyor. Ama olan İzmir’e ve İzmirlilere oluyor.

 


Bir tavır var yani?

 


Ben öyle görüyorum. “Buyrun, siz CHP’yi istediniz. Bakın diğer şehirler kalkınırken İzmir yerinde sayıyor.” Denmek isteniyor anki. Gezip görüyoruz. İzmir’in geri kalmışlığı aşikar.

 




İzmir’den seçilen milletvekilleri de çok çalışmıyor. Mesela İzmir’in eskiden etkili bakanları olurdu. Şimdi artık yok.



Has Parti İzmir İl teşkilatında çalışıyorsunuz. Partide kaynaşma nasıl?

 


Evet, Has Parti İzmir il teşkilatında yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda, Kadın kolları başkanımız Canan Hanıma da yardımcı olmaya çalışıyorum. Kendileri çok hoş bir hanımefendi ve çok güzel işler yapma gayretindeyiz.

 


Kaynaşmaya gelince, gerçekten toplumun farklı kesimlerinden insanlar yer alıyor partimizde. Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Müslüman, Musevi… Genel merkezimizin açılışı için bir Ankara yolculuğu yaptık. Gerçekten hem keyifli, hem de sıcak bir yolculuktu. Biz, genç ve yeni yeşeren bir topluluğuz. Mutluluk verici ve umut uyandıran bir durum bu. Gelecekten ümitliyiz. Yeter ki, bizi birleştiren ortak değerler için sabırla çalışalım.

 


Peki milletvekili olmak konusunda umutlu musunuz?

 


Siyaset uzun bir yoldur. Eğer doğru ilkeleri savunuyorsanız, haklıdan yana iseniz, er-geç kazanırsınız. Bir yıl, üç yıl, beş yıl sonra, ama muhakkak. Önemli olan haklının yanında olmak. Ve biz haklının, masumun yanındayız her zaman için. Benim dostlarım veya yardımcım bana, “Lina Hanım ben sizin için Has Parti’ye oy vereceğim” diyor. Ben ona, “Has Parti’ye oy ver. Ama benim için değil, Numan Bey için” diyorum. Çünkü Numan Bey’in üslubu, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir üsluptur.

 


Son olarak GazeteBoyut okurlarına ve Türkiye’ye, İzmir’e söylemek istedikleriniz neler?

 


Bu fırsatı verdiği için Gazete Boyut’a teşekkür ederim. Türkiye ve halkımız Musevilere her zaman çok iyi davranmıştır. Ben Has Parti’de siyasete girerek, Türkiye halkına borcumu ödemek istiyorum. Türkiye benim vatanım. Benim çocuklarımın da vatanı. Benim çocuklarım eğitimlerini yurtdışında değil, Türkiye’de yaptılar. Ben, Numan Kurtulmuş’un vizyonunun, nezaketinin karşılık bulacağına eminim. İnşallah Has Parti ve Numan Kurtulmuş bir gün Türkiyeyi yönetecek.

 




Gazeteboyut / Necip Fazıl Kurt

Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2011, 15:47
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17