Kel başa şimşir tarak! Heykeller!

Kel başa şimşir tarak! Heykeller!

Değerli dostlar bizi bilenler iyi bilirler ki her devrin adamı değilizdir. 14 asır öncenin adamı olmaya çalıştık hep.  O zamanın Adam üstü adam olan liderlerine hayran kaldık. Onların ayağının tozu olabilirsek ne mutlu bizlere.

HZ. ALİ VE ONUN YÖNETİM ŞEKLİ
Hep şunu söylerim; Hz. Mevlana ve Yunus Emre, Hacı Bektaş şu an gelseler ellerinde asaları başlarında sarıkları ile dolaşsalar. Yunus edebiyatı yapanlar ilk önce ona “ÇAĞDAŞ DEĞİLSİNİZ! HANGİ ASIRDAYIZ BU ÇAĞDA BU KIYAFET!” diyerek hakir gördükleri gibi konuşmasına bile müsaade etmezler. Bu kafalar her devrin adamları olan kafalardır. Devre göre hareket eder, devre göre plan, projeler yaparlar. Ben 4 büyük halifenin hayranlarındanım. Her Müslüman’ın olması gerektiği gibi. Bu dört halifenin ayrı yerleri olduğu gibi Hz. Ali’nin bambaşka yeri vardır bende. O geceleri uyumaz fakir fukara, garip guraba arar, Ekmek dağıtır, aç olan var mı? Derdi olan var mı? Diyerek liderlik, adamlık örneği sergilerdi. İsraf yapmaz, lüks hayat yaşamaz, milletin parasıyla hele hele hiç savurganlık yapmazdı. Çünkü onun örneği belliydi Hz. Muhammed.

BİZİ TANIMAYANLAR YANLIŞ ANLIYORLAR. KENDİLERİ GİBİ SİYASET YAPIYORUZ ZANNEDİYORLAR!
Evet, geçenlerde sevgili başkanımız “bizim için dini siyasete alet ediyor!” demiş. (Yıllar önce deseydi anlardım ama şu an gazetecinin siyasetle ne alakası varsa!) Bu söylem belirli kesimlerde yıllardır vardır. “Dini siyasete alet etmek!” Oysaki yanlış biliyorsunuz, Din siyasete alet edilmez ama dine her şey alet olabilir. Siyasette, gazetecilikte ve her ne varsa, bu mukaddes dine alet değil, köle olsa azdır.

HEYKELE UCUBE DEMİYORUM! İSRAF DİYORUM.
Birileri ta Çin’den kalkmış emek harcamış almış eline elektrikli aletleri yontmuş, budamış eser yapmış buna ucube demeyeceğim, demekte bize düşmez zaten. Heykel yapan başka belediyelerde var onları neden eleştirmedik. Çünkü ya bir tane ya da 2 tane yapıyorlar. Her yıl kalkıpta onar, onbirer heykel yaparsanız kusura bakmayın bu bir israftır. Yazıktır, günahtır. Kendi paranızla yapsanız yine kimse ses çıkartmaz çünkü kimsenin haddine düşmez. Ama “halkın içinde olmadığı hiçbir oluşuma imza atmayacağım” diyerek halkın parasıyla milyona yakın heykele para harcarsanız o zaman vicdan sahibi her kalem tutan eleştirir bunu haklı olarak.

KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK!
Babam rahmetlinin çok kullandığı bir deyimdi bu. Sözlükte “Pek çok ihtiyaç giderilmeyi beklerken gereksiz özenti ve gösterişi belirtmek için kullanılır!”  Diye ifade edilmekte. Evet, “Borçlu bir belediye devraldık! Kamuya el atmalara para yetiştiremiyoruz! İşçiler 4 aydır maaşlarını alamadılar! Bitmeyen hizmet binaları! 100 milyona dayanan Belediyenin borçları!” Kartal’ın gündemini işgal ederken Yeni heykeller dikmeye kalmak İşte bu deyimi beraberinde getiriyor. “Kel başa şimşir tarak!”

YAPMAYIN, LÜTFEN VAZGEÇİN!
Kartallılar adına, maaşını alamayan işçiler adına, 20 bin lira için böbreğini satmak zorunda kalan Kartallı vatandaş adına rica ediyorum. Başkanım büyüklüğünüzü, ağabeyliğinizi gösterin bu yeni heykelleri dikme sevdasından vazgeçiniz. Bunun hem dünyada, hem de ahrette (biliyorum ki inançlı insansınız) vebali ağır olur. Ahrette olur ki karşılaşırsak biliyorum ki diğer yalakalık yapanlar sizi tanımazlarken bu kardeşiniz uyarmıştı dersiniz. Siz bizi her ne kadar sevmeseniz de, biz sizi sayarız, bu da böyle biline. 

ARİF DAĞLARI’DA YERİ GELDİĞİNDE ÇOK SERT ELEŞTİRİRDİM!
Bakın arşivimi çıkartayım size, önceki belediye başkanımızın da yanlış bulduğumuz yanlarını çok sert eleştirirdik. Nasip olursa sizden sonra gelende yanlış yaparsa onu da eleştirmeye devam edeceğiz. İnancımız böyle emrediyor “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hazreti Ali’de şöyle demiştir "haksızlık karşısında eğilmeyiniz zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz!"

Güncelleme Tarihi: 23 Nisan 2012, 19:37
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17