İşletmeci "O Meyhanede K.... satıyorlar! Neden Yazmıyorsunuz?

Öncelikle bu yazıya içinde ki mevzuulardan...

İşletmeci

Öncelikle bu yazıya içinde ki mevzuulardan dolayı utanarak ve sıkılarak yazdığımı belirterek başlamak istiyorum.

İki gün önce Kartal’ın merkezi olan Ankara Caddesinde akşam üstü gidiyordum. CHP’li bir meclis üyesi  dostum, 2 adamla ayaküstü sohbet ediyordu. Selam verdim, Meclis üyesi “Sayın basın (Bu cümleyi basını çok seven birisi daha kullanıyor) gel nereye gidiyorsun” diye çağırınca durmak zorunda kaldım.

YALAKALIK YAPMASANIZA!

Evet, Meclis üyesi ile sohbet eden adamlardan birisi hemen bana “Haa, sen şu 2 Camii arası Meyhaneleri  yazan gazetecisin değil mi? Ya kardeşim yalakalık yapmasanıza!” diyerek bana sert bir üslupla cevap verdi. Anladım ki bu bizim oralardan Doğu Anadolu’nun bağrından savrulup İstanbul’a gelenlerden. Bizim oranın adamları mert olur, lafını esirgemez ama” keşke birazda konuşma adabını bilseydi” dedim içimden. Konuşmasına o kadar sert girdi ki, dedim “Tamam her an kavga edebiliriz” diyerek gardıma aldım sessizden.

ŞÖYLE YAZSANA, BÖYLE YAZSANA!

Bizler haber yaparken, yazı yazarken korkmadan yazarız. Çünkü bizler dava adamlarıyızdır. Göğsümüzde ki iman kuvveti ile Şehitlik şerbeti bizlere de nasip olur mu? Diyerek, mecnun gibi dolanırız şu her an kirlenen, pislenen, ahlaken çöken dünyada.  Gelelim konumuza, bizi YALAKALIKLA itham eden vatandaş konuşmasına şöyle devam etti “Yav kardeşim yazar dediğin şöyle olmalı, yazısını böyle yazmalı” diyerek yazarlık haritası da çizdi bize.

BİZLER MEYHANECİLERE Mİ YALAKALIK YAPALIM!

O arkadaşa konuşma üslubunun yanlış olduğunu belirterek “Bak arkadaşım beni yalakalık yapmakla itham ettin. Hamam Sokak’tan geliyorum daha yeni. Vatandaşlar  ‘Allah razı olsun, sizde yazmasanız kim yazacak sahiplenecek bizim derdimizi. ‘ diyorlar. Oysa ki bir ay öncede bize ‘Hamam Sokak’ta ki meyhaneleri neden yazmıyorsunuz? Şikayetçiyiz. Yoksa siz falancalara mı yalakalık yapıyorsunuz? yoksa Meyhanecilere mi ?’ diyorlardı. Şimdi soruyorum size hanginize yaranalım?” dedim.

BEN ŞAFİYİM!

Konuşmamız devam ettikçe bizi eleştiren arkadaşın 2 camii arasında eleştirdiğimiz firmalardan bir tanesinin işletmecisi olduğunu öğrendik. Konuşmasında “Ben Şafiyim ha! Bizim orada her inançtan insan var birbirlerine tahammül ediyorlar,  burası nasıl bir yer?” diyerek rahatsızlığını ifade etti. Açıkçası bende şaşırdım. Çünkü benim bildiğim bu bölgede birahane veya meyhane işletenlerin memleketleri aşağı yukarı hep aynıdır. Doğu Anadolu da ise son yıllarda deforme oldu. Eskiden öylemiydi? Erzurum’da, Kars’ta, Muş’ta, Bitlis’te ve diğer illerde sıkıyorsa Ramazan ayında sokakta biri yemek yesin sigara içsin adamı paralarlardı. Lokantalar hep kapatırdı Mübarek Ramazan ayının hürmetine.

O MEYHANEDE K… SATIYORLAR! ONU NEDEN YAZMIYORSUNUZ?

İşletmeci konuşmasına şöyle devam etti “Biz sokağa sanat getirdik. Bak afişlere bunları buraya biz getirdik. Festivalden çok kalabalık topluyoruz, bize önceden karşı çıkan E. Amca da artık sevdi bizi, bir ara uğrayıp çayımızı içsenize. Hem bizi haber yapacağınıza Hamam Sokakta olmayan falanca Meyhaneyi haber yapsanıza orada K… satıyorlar” dedi. Bu söylediğini CHP’li meclis üyesi de destekledi. “Kaç defa şikayet ettik, aynen devam ediyor!” dedi.

RAHMANİ OLMAYAN İŞİN SONU BÖYLE OLUR!

Evet, içkiyi sevmeyiz ama içenlere saygı duyarız. Çünkü her kes kendi yaptığından sorumludur. Kendi içtiğinin ve yaptıklarının hesabını günü geldiğinde Yaratana verir. Biz içenlere saygı duyarken keşke onlarda inananlara saygı duysalardı da 2 Camii arasında meyhane açmasalardı. Bu iş böyledir hep, saman alevi gibi parlayarak yayılır. Birileri meyhanelere karşı iken, öbürleri de meyhane de K… satılmasına karşı. O satanlara sorsan onlarda kendilerini haklı görecek bahaneler bulacaklardır muhakkak.

İÇKİ VE KUMAR BÜYÜK GÜNAHTIR! TABİİ BİLENE

İçki ile ilgili ayeti belki Kur-an’ı okumayanlar olabilir diyerek hatırlatmak için yazıyorum. "Sana içki ve kumarı soruyorlar. De ki: Bunlar da hem büyük günah, hem de insanlara bazı yararları var, fakat günahları menfaatlerinden daha büyük..." (el-Bakara Sûresi, 219) Ortada böyle bir tablo var. Ya korkak deve kuşu gibi kafanı kuma gömüp susacaksın, ya da kamu adına, inanç adına, ahlak adına yazıp anlatacaksın. Olur ki birileri hatalarından düşünüpte döner diye.

Bu vesile ile Tüm İslam Alemi’nin Beraat Kandilini kutlar, Günahlardan beraatına vesile olmasını dilerim. Sağlıcakla kalın…

Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2012, 21:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17