İşte sonunda olması gereken oldu. Bu haftadan bir özette bizden.

Gazzz-teci’nin biri Pazar günü Ak Parti Kartal İlçe Başkanlığının düzenlediği basın toplantısına çağırılmadığını iddia ederek, çatır çatır çatlamış.

İsyan etmiş kendini çöllere vurmuş.

"Bana bu yapılır mı?

Bana kaderimin bir oyunu mu bu?

Ben Gazeteci deyilmiyim?

Benim neyim eksik?

Benim başım kel mi?" diyerek ne yapacağını şaşırmış.

Cürümünce esmiş gürlemiş.

12 Gazeteci Katıldı "O" hariç!

Evet, basın toplantısına Pendik'ten 4, Kartal'dan 8 gazeteci katıldı, o gazzz-teci hariç. Beni çağırmadınız diyerek 12 gazeteciyi ve koskoca ilçe yönetimini hakir görerek "Körler sağırla, birbirini ağırlar!" diyerek aklınca hakir görmüş.

"Ne yapsam? Neler yapsam da bir polemiğin içine bunları çeksem de hatırlansam" diyerek yazmışta yazmış. (değerli okurlarımızdan ve bu tip adamlar yüzünden bizi ikide bir bizi barıştıran İhlaslı yöneticimizin affına sığınarak.) karar verdim, bu gazzz-tec’nin unutulamayacağı bir yazı yazmaya.

LAPİN GİBİ ATLADI!

Sırf onun yapacağı manevrayı bilerek (Acaba oltaya atlar mı?) düşüncesiyle  “Enfes bir kahvaltı!" Diyerek, bilinçli yazdığım habere lapin gibi atladı.

Kardeşş, biz boğazımıza düşkün adam olsaydık hamini gırtlak yemek yiyerek yüz kilonun üzerinde olurduk. O yüzden sana “sıfır” puan verdim, otur aşağıya.

Bu arada Simit verilen siyasi partinin kahvaltısına katılan o partiden biri, şaşırmış ve domates istemişti simidin yanına. Sonra gazetecilerden utanıp yememişti domatesi. O toplantıya ben kahvaltımı yapıp gitmiştim üstelik. Simidi eleştiren başka gazetecilerdi.

MAAŞ ALDIĞIN PATRONUNA LAYIK OLMAYA ÇALIŞMAN GÖZ YAŞARTIYOR.

Geçenlerde önceden maaşla yanında çalıştığın, bir gazeteci yazdı. Haftanın 2 günü işe gidip ayda 2 bin lira maaş+sigorta+yol+su+ikramiye alıyormuşsun kulüpten!

Ee, gel de şimdi patronun hakkında olumsuz haber yap, yerse tabii!

Sana Hiç yakışıyor mu?

Gazetecilik etik kurallarına uyuyor mu?

Kartal’ın 3 yılda 400 milyon lirası gitmiş!

Ortada heykellerden başka biten inşaat yok.

Kartal’ın 100 milyonun üzerinde borcu olmuş, sende tık yok.

İşçiler maaşlarını almamışlar aylardır, sende bal çok.

Sen ise “Çok yaşa padişahım!” edebiyatı yapmaya devam ediyorsun. Kamuoyu ve siyasi partiler seni yakından takip ediyor.

Seni anlıyoruz “tamamen duygusal nedenlerden dolayı, aile dostuyuz edebiyatı vs.” tam gazz çalışıyorsun, gazzz-teciliğe.

CHP örgüt toplantısına makam aracıyla gitmeler, Şehir dışına uçaklarla maç izlemeye vs. gitmeler. Fırsat oluşturup reklam almalar! (Tüm CHP’liler tanıdı seni! Hadi yine iyisin.)

GAZETENİN İSMİNİ DEĞİŞTİR ARTIK!

Evet, bu kadar içli dışlı olmuşken, işleri de ilerletmişken ve bütün siyasi partiler ve kamuoyu bunu biliyorken, tam zamanı gazetenin ismini değiştir. Yorulma ismini de ben buldum “ÖZCÜ” yap gazetenin ismini. İlerde torunlarına da ballandıra ballandıra anlatırsın becerilerini.

Basın toplantısına 12 gazeteci çağırıp da, seni çağırmıyorlar diye de alınma, çünkü duygusal nedenlerden dolayı taraf olduğunu ve tarafsızlığını yitirdiğini artık herkes biliyor. Ne acı değil mi?

GAZZZ-TECİNİN ADINI, SOYADINI, KİMDİR? YAZIN GOOGLE!

Merak edenlere de ufak bir tüyo. Bu basın toplantısına çağırılmayan GAZZZ-TECİNİN adını ve soyadını, yanınada kimdir? Diyerek google yazın bakalım ne çıkacak değerli okurlar.

Ben yazmadım onu başka seven biri yazmış. Aman kimse duymasın…

Son sözüm şu; Kabacıoğlu’nu anmaktan bahsetmişsin. Ölümlü dünya kim önce ölür bilinmez ama, bu kafayla seni kaç kişi anmaya gelecek, al kalemi kağıdı eline, bir muhasebe yap.

Hafızalarda hangi marifetinle anılacaksın bir düşün.

Allah’ın rahmeti geniştir, "Körler sağırla, birbirini ağırlar!" dediğin 12 gazeteciden ve yöneticilerden ola ki pişman olurda özür dilersin.

Seninle bu noktaya gelmemeliydik. Ben üzgünüm, seni bilmem...