Saadet Pendik'ten MHP Ziyareti

Saadet Partisi Pendik İlçe Başkanı Ahmet Türkcan ve beraberindeki heyet Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Pendik İlçe Başkanlığına ziyarette bulundu. Ziyaret sıcak sohbet ortamında gerçekleşti. Pendik sorunları, ülkenin sorunları üzerinde karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.

Saadet Pendik'ten MHP Ziyareti


Ziyaret esnasında konuşan Saadet Partisi Pendik İlçe Başkanı Ahmet Türkcan; Bu dönem kendi içimizde çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmaların dışarıya yansıtmamız lazım. Pendik belediyesi halka karşı ciddi hiçbir şey yapmıyor. Pendik Belediyesinin asli görevi ilçe sınırları içindeki halkı yüksek refah seviyesinde yaşatmaktır. Ekonomik politikalara müdahale edemez, sosyal politikalara karışamaz yerel yönetimin işi değil, kendi sınırları içinde yaşayan halkın yolunu, suyunu, coğrafyayı rahat yaşanır hale getirmesi lazım. Yolu, kanalizasyonu, imar planları, yeşil alanları vb. çalışmalarla yaşanılan coğrafyayı refaha kavuşturmalı. Maalesef Pendik Belediyesi kendi kabiliyetleri ölçüsünde aksiyonlar gerçekleştiremiyor. Yapılan çalışmalara baktığınızda Büyükşehir belediyesi, il özel idaresi gibi kurumları görürsünüz. Pendik Belediyesi olarak yapılan ciddi bir çalışma göremezsiniz. Bu çalışmalar sanki belediye çalışmalarıymış gibi gösteriliyor. Pendik belediyesi büyük bir bütçeye sahip olmasına karşın her yıl bütçede açık veriyor. Bu açığı kapatmak için ise belediye üzerine kayıtlı olan arsaları, gayrimenkulleri satarak bu açık kapatılmaya çalışılıyor. Bu bütçe kimlere gidiyor, incelenmesi lazım. dedi.

 

Bu zihin bulanması, izan kaymasıdır.

Konuşmasına devam eden Türkcan;

Sadece kafamızı Pendik’in yerel sorunlarına gömmek yerine Türkiye’nin genel siyaseti, Ortadoğu siyaseti hatta Dünya siyaseti bakmamız gerekir. Ülke son yıllarda hiç olmayacak şekilde kaos içine sokulmaya çalışıldı. Güneydoğu bölgemize patriot füze sistemi kuruldu, son güncel olay Hatay’daki sınırda patlayan bomba, Suriye sınırımıza müdahale ediliyor. PKK tarihinde hiç olmadığı kadar popülarite yakaladı. Bu popülariteyi eyleme dönüştürdü. Hedefler koydu ve bu hedeflere ulaşmada siyasi koz ele geçirdi. Hükümet hiç olmayacak şekilde belki bundan 10 yıl önce bu eğer olsaydı dünya ayağa kalkardı. Terör örgütü liderini muhatap kabul edip onla beraber anayasa yapma girişimlerinde bulunmaya kadar götürdüler. Bu bir zihin bulunması, izan kayması, bu sözle ifade edilebilecek bir şey değil. Bu artık bıçağın kemiğe dayanmasıdır." dedi.

 

 

Türkiye'yi içine alan bir pota oluşturmuşlar, Müslümanları bu potada eritmek istiyorlar.

 

Türkcan; Biz Saadet Partisi çatısı altında faaliyet gösteren Milli bir partiyiz ve Milli Görüş siyaseti yapıyoruz. MHP'de temel mesele olduğu zaman aynı şeyleri düşünebiliyor. Tabiî ki yerel yönetimlerde köprüler, kavşaklar, sosyal alanlar, yeşil alanlar, parklar, bahçeler yapılması gerekiyor. Yarın ülkemiz elimizden kayıp giderse bu parkları, bahçeleri yapacak ülke bulamayacağız. Bu yönüyle baktığımızda genel siyaseti daha çok önemsediğimiz apaçık görülmektedir. Yabancıların toprak alımlarından tutun, Ortadoğu politikalarına kadar inisiyatif hükümetin elinde değil. Millet te şöyle bir durum var. Yaşanan bu olaylar karşısında milletimiz kendisine ses verecek, sesini duyuracak bir yer arıyor. Medyaya bakıyor her şey güllük gülistanlık, köşe yazarları yazıyor, terör bitmesi lazım analarımız ağlamasın, ben mi yanış anlıyorum, bumu yanlış söylüyor. Okumuş, köşe yazarlığı yapan adamlar doğru söylüyordur diye düşünüyor. Televizyona bakıyor, şimdiye kadar hiçbir hükümetin yapmadığını yapıyorlar, meselenin üstüne gidiyorlar. Ne yapıyorlar hiçbir hüviyeti olmayan bir adamla oturmuş anayasa pazarlığı yapıyorlar. Bunu böyle lanse ediyor. Sözü dinlenen, alim diye geçinen adamlara bakıyorlar; bu sulhtur, Kuran’da da vardır diyor. İnsanlar bu şekilde fikirleri derdest ediliyor. Bu aşamada bize çok büyük görev düşüyor. Bu PKK ile sınırlı bir olay değil, sadece BDP ile sınırlı bir olay değil. Bu Libya, Suriye, tüm Ortadoğu’yu içine alan, dünyayı yönetmeye soyunmuş dış güçler Türkiye’yi de içine alan bir pota oluşturmuşlar Müslümanları bu potada eritmek istiyorlar. İşte buna birilerinin dur demesi lazım. Şovenizm, Don Kişot’luk yapmak değil, ciddi manada siyaset üretip, halka görülemeyen gerçekleri anlatmamız gerekiyor. Bütçe, bürokrasi, medya, hükümetin elinde ama Türkiye büyük meselelerde S.O.S veriyor. Dış politikada, ekonomide, sosyal politikalarda S.O.S veriyor. Bunların önüne geçilmesi lazım, bizim gücümüz ne ki diyemeyiz, çünkü bizim gücümüz halkın gücü, Kuvay-i Milliyeyi harekete geçiren güç ne ise aynı güç hala var. Bu gücü ve görülemeyen gerçekleri anlatmamız gerekir. MHP kendi tabanına, biz kendi tabanımıza, sivil toplum kuruluşları kendi üyelerine, özetle tüm seçmenlere anlatmamız gerekiyor.



İş artık memleket meselesi haline geldi. Bu Saadet Partisinin görüşü biz bunu destekleyemeyiz diyemeyiz. Bu memleket kaybeder ise herkes kaybedecek. Çok uzun değil, bundan bir kaç yıl önce Libya'da Kaddafi'yi devirip ülkeyi üçe bölecekler deselerdi, Mısır'da Hüsnü Mübarek'i alaşağı edecekler deselerdi  kimse inanmazdı. 15 sene önce Saddam'ı devirip Irak'ı üçe bölecekler deseler kimse inanmazdı. Şimdi aynısı Suriye'de yaşanıyor. Suriye'de yapılanlar hep Özgür Suriye Ordusu diye söylüyorlar, durum öyle değil, şu an da Suriye'nin kuzeyinde bölgesel Kürt devleti kurulmuş durumda. Buda Türkiye'nin desteği ile Dışişleri Bakanı vesilesiyle kuruldu. Suriye sınırında Hatay'da bombayı patlattılar, kim patlattı diye açıklamalara baktığımızda araç Suriye plakalı imiş,  Suriye plakalı ise Suriye'de özellikle Türkiye sınırı boyunca resmi bir devlet kalmadı ki. Kimler bomba yüklü aracı gönderdi. Türkiye sınırında bir çok kenti Suriye ordusundan alan Özgür Suriye Ordusu mu gönderdi?

Bu meseleleri konuşalım istedik. Pendik'te farklı siyasi parti çatısı altında siyaset yapıyoruz. Ortak paydalarımızdan bir tanesi Pendik. Pendik için siyaset yapıyorsak istedik ki bu ünsiyetimiz artsın. Hem böyle zeminde kişisel parti menfaatlerinden ziyade genel menfaati gözeterek beraber bir ses çıkarmamız gerekir. Bu ses çıkarmadan dolayı oluşabilecek çıkarımlardan kim kazanırsa kazansın, kimin hanesine yazılırsa yazılsın önemli değil yeter ki aziz millet kazansın. Önemli olan bizi bize kırdırmak isteyenlerin oyunu bozulsun. Biz parti olarak Antep , Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Bitlis gibi doğu ve güneydoğu illerini gezdik. BDP'nin güçlü olduğu yerlerde bu söylemlerimiz hep söyledik. BDP'de bu işin oyuncağı. Bugün BDP'yi hükümet yapsak, elinde ekonomi programı yok, dış politika programı yok, varsa yoksa Kürtlerin özgürlüğünü istiyorum. Bu ülkeyi yönet desek, hiçbir programı yok. Ne yapacak bu hükümete söyledikleri gibi al şu ekonomi programını, al şu dış politika programını, al şu Avrupa Birliği politikalarını uygula diyecekler. Üzerine basa basa söylüyorum, bu hükümetinde eline programlar vermişler uygulatıyorlar. Bir örnek verirsek, Başbakan patriot füze sistemleri yeni yeni gündemdeyken ne dedi. "Patriotların ne işi var Türkiye'de, biz istemedik" sonra olay döndü dolaştı patriotlar Türkiye topraklarını yerleştirildi. Dış güçler istedi diye böyle oldu. Ekonomi de onlar nasıl isterlerse öyle yönetiliyor.

 
Saadet heyetini kabul eden MHP İlçe Başkanı Erdinç Kılıç; "Türkiye üzerinde çok ciddi toplum mühendisliği çalışmaları var. Amerikalıların think-tank kuruluşları var. Doğal olarak karşıdaki rakiplerin üzerimizde bu senaryoların uygulayabilmesi için bizi iyi tanılamaları gerekiyor. Türk milletinin genetiğinin şifresini çözdüklerini düşünüyorum. Bizim temel gıdalarımız ekmek ve ettir. Bundan 15-20 yıl önce Dünyada kendi kendimize yeten 7ülkeden biriydi. Şimdi İsrail'den Yunanistan'dan Amerika'dan buğday ithal etmeye başladık. Bu buğday ile oynanıp oynanmadığı araştırılması gerekir. Yine bu ülke hayvancılık sektörü ile gelişen ülke idi. Şimdi ise canlı hayvan ithal ettik. Bu şekilde insanımızın genetiği ile oynadılar. Yediğimiz besinler ile vücudumuzdaki dinamiklerimizi uyuşturdular, sindirdiler. Ülke bölünmeye gidiyor, kimseden çıt yok. Ekonomik veriler çok kötü kimsenin sesi çıkmıyor. İhracat ile İthalat arasında ciddi farklar var. Kimse uyanmıyor. Bu duyarsızlık halkımızın bir çoğunda var" dedi.


Geçmişteki korkular ile milletin geleceği karartılıyor.


Ziyaretin son bölümlerinde konuşan Ahmet Türkcan; "Hükümetin politikalarına baktığınızda, kendini arz ederken; yaptıklarından ziyade, sürekli geçmişteki yapılan yanlışlıkları ön plana getirerek kendine referans elde ediyor. Misalen "efendim biz şu şu programları yapacağız fakat buna CHP karşı çıkıyor. CHP'nin iktidarda olduğu dönemleri bilirsiniz siz" diyor. Hemen milletin aklına yağ kuyrukları, tek parti dönemi, insanların bir araya gelip de konuşamadıkları olağanüstü dönemler, camilerin kapandığı dönemler vs. halbuki AKP iktidarından önce ta 1950'li yıllara kadar gelmiş bir çok parti ve  hükümet var. Niye Özal dönemini göstermiyorsunuz. Niye çok kısa bir dönem görev yapan 54. hükümeti (Refah-Yol) göstermiyorsunuz. Bu millet tek partili dönemden hemen AKP dönemine geçmedi ki. CHP elli yıldır iktidara gelemiyor ama sürekli bak CHP gelir korkusu yayılıyor. Geçmişteki korkular ile milletin geleceği karartılıyor.  İçinde bulunduğumuz durumu şuna benzetiyorum. Bir otobüs son sürat içindeki yolcularla şen-şakrak ilerliyor ama yol uçurum, direksiyonda olan kişi uçurumun farkında değil. "Bu millet bu halinden memnun, varsın otobüs uçuruma gitsin" diyemeyiz. Ne yapıp edip yavaşlatıp durdurmak zorundayız. Burada bir yangın çıksa, nasıl olsa itfaiye var, gelir söndürür ben karışmam diyemiyorsak gördüğümüz bu olayları durmadan, bıkmadan usanmadan anlatacağız, anlatacağız" dedi.

Ziyaret karşılıklı güzel temennilerle son buldu.

Güncelleme Tarihi: 24 Şubat 2013, 04:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17