HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN

 “Andolsun, Biz sizden mücahit olanlarla (çaba harcayanlarla) sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).”   [Muhammed, 31]  Yüce Rabbimizin...

HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN

 “Andolsun, Biz sizden mücahit olanlarla (çaba harcayanlarla) sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).”   [Muhammed, 31]
  Yüce Rabbimizin eşsiz kelamından bir ayetle başladık yine aziz dostlar… İki önemli şeye vurgu yapıyor Rabbimiz. Argo tabirle söylersek “kafamıza dank etsin” diyerek vahyolunmuş ayetler bunlar.
 Rabbimiz bu dünya hayatında kendisinin yolunda olanlara, dini için gayret gösterenlere, küfre ve zulme karşı cihat edenlere ve tabii ki taviz vermeden bu yolda çabalayıp sabredenlere seslenmektedir bu ayeti kerimesinde…

 Her ne olursa olsun, hak bildiği davasında sebat ederek, insanların ayıplamalarına aldırış etmeden hakkı tavsiyeye devam edebilmelidir Müslüman. Müslüman’ı dünyalık geçici menfaatler yolundan ve davasından saptırmamalıdır.
 Hırs; insana, iyilik yolunda hayır için ve hak yolunda cihat etmek için gereklidir. Fakat insan aşırı bir hırsa kapılırsa, mal, mülk, makam ve mevki hırsı onu öylesine kaplar ki, Resulullah’ın ifadesiyle: “ Kişinin mal hırsının, şeref ve mevkiye düşkünlüğünün dinine yaptığı zarar, iki aç kurdun sürüye yaptığı zarardan daha büyük olur”. [Tirmizi, Zühd]
 Dünyanın ahiretin tarlası olduğu unutulmamalıdır. Ama Müslüman, dünyalıkların, makam ve paranın kulu, kölesi haline de gelmemelidir. Kısacası Müslüman, hırsını hak yolda, hak için ve hakkın güçlü ve hakim olması için kullanmalıdır.
 Müslüman ister işçi ister yönetici yada devlet başkanı olsun ahdine yani sözüne sadık, emanete hıyanet etmeyen ve yalan konuşmayan bir yapıda olmalıdır.
Bir hadis-i şerifte: “Kim ki, bir Müslüman’a verdiği ahdi bozarsa, Allah’ın azabı, meleklerin laneti ve bütün halkın nefreti üzerine olsun. Onun ne farz nede nafile ibadeti kabul olunmaz” buyurmuştur Peygamber efendimiz.
 
Hasan-ı Basri’ye sormuşlar:
_Bazı kimseler diyorlar ki:
“Önce kendiniz olgunlaşmadan halkı olgunlaşmaya çağırmayınız. Evvela kendinizi düzeltiniz.”
Buna ne dersiniz  demişler?
_Cevaben buyurmuş ki: “ Şeytanın en çok sevdiği sözdür bu. Şeytan bu sözü size çok süslü gösterir” demiş.
 Zira bunda, dinimizin her Müslüman’ı vazifelendirdiği “Emri bil maruf, nehyi anil münker” görevini terk ettirmek vardır. İslam alimleri ittifak etmişlerdir ki: İnsan, kendisi hakkı tam yaşayamasa da, tavsiyeden geri kalmamalıdır.
 
 Unutmayalım ki; iyi ve hayırlı bir işte yol ve çığır açan ölse bile o yoldan gidenlerin sevabından hisse alır. Aynı şekilde kötü ve hayırsız bir işte yol açanlara da ölseler de o yolda olanların günahlarından hisselerine günah yazılır. Örneğin; Müslümanlar olarak bizlere haram kılınmış faiz, zina vs. şeylerin yolunu açan icraatlar yaparsak bu haramlara bulaşanların günahları kadar bizim defterimize de günah yazılacaktır mutlaka…
 Değerli dostlar, bu yazımı bir hadis-i şerifle bitirmek istiyorum. “ Ya iyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız yahud Allah, sizin kötülerinizi size musallat eder. Sonra iyileriniz dua etmeğe kalkışır, fakat duaları kabul olmaz.” [İhya 2.c. S:763]
 
 Hayırlara motor, şerlere fren olmak dileğiyle…      

Güncelleme Tarihi: 15 Ekim 2011, 08:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17