Deprem yalanı...

Van'daki depremden sonra devlet seferber oldu.

Başbakan ve bakanlar deprem haberi gelir gelmez Van'a akın ettiler.

Kızılay ve diğer bütün yardım dernekleri...

Türkiye'nin neredeyse bütün belediyeleri...

Vatandaşlar...

Televizyonlar...

Deprem acısının nasıl bir acı olduğunu bilen bu ülkenin bütün vatandaşları, herkes.

Herkes diyorum, bu ülkede deprem acısının nasıl bir acı olduğunu bilmeyen yoktur çünkü. Ülkemizin doğusunda batısında mutlaka her yıl bir büyük deprem yaşanır, yaşanmıştır ve bu toprakların her metrekaresi deprem riski altındadır çünkü.

Herkes, başta Başbakan olmak üzere herkes seferber oldu.

Ama bakın BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dün saat 14.07 itibariyle PKK'nın yayın organlarından birine girilmiş haberi şöyle başlıyordu:

"Van'da 7.2 şiddetinde meydana gelen deprem ile ilgili açıklama yapan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, devletin 24 saattir daha Van'a ulaşamadığını belirterek, hükümetin derhal adım atarak vatandaşlara yardımcı olması gerektiğini belirtti..."

Yalanın batsın be!

Yuh olsun size.

Gitmişler inceleme yapmışlar, Van'da insanların ne kadar sahipsiz olduğunu görmüşler!

Doğal afetlerin kesinlikle siyaset ile karıştırılmaması gerekiyormuş!

Bak şu konuşana...

Bak şu akıl verene...

Maşallah BDP'liler devlete, hükümete akıl vermeyi biliyorlar ama PKK denilen dünyanın en kanlı ve cani terör örgütü olan PKK'ya tek laf edemiyorlar.

Etmelerini de beklemiyorum.

Çünkü kendileri PKK'nın esiri durumundalar. Esirlerden böyle bir şey beklemek doğru olmaz.

Fakat...

Bir deprem vesilesi ile bile devleti ve hükümeti suçlamaya kalkışıyorlar.

Herkesin bildiği, canlı yayınlardan izlediği bir gerçeği, Türkiye'nin topyekûn Van'daki depremzedelerin yardımına koştuğu gerçeğini yalanlayabiliyorlar.

Peki niye Van depremi ile bu kadar ilgililer?

Çünkü Van nüfusu çoğunlukla Kürtler'den oluşuyor. Bunlar da Kürtler'in hamisi ya...

Deprem Türkiye'de değil, "Kürdistan"da oldu ya.

O yüzden çok ilgililer.

Hanımlar beyler, bu kafayla hiçbir yol alamazsınız.

Siz bu hükümetin bölgeye nasıl hizmet ettiğini, yılların inkar politikalarını nasıl gerilettiğini, yolu, suyu, elektriği, hastaneyi... İstediğiniz kadar inkar edebilirsiniz.

Ama Kürt halkı aptal değil. O yüzden AK Parti bölgede sizden daha çok oy alıyor. PKK tehdidi ortadan kalktığında bugün tehditle kazandığız belediyeleri de teker teker kaybettiğinizi göreceğiz.

Hem bu ülkenin askerini, polisini, öğretmenini, doktorunu hemşiresini öldür, bölgeye giden hizmetleri, iş makinelerini, maden ocaklarını, fabrikaları yak yık, sonra da devlet bölgeye hizmet getirmiyor diye açık açık yalan söyle.

Bırakın artık bu münafıklığı.

Eğer bu ülkenin Kürt halkı size bırakılsa siz onları elektriksiz, susuz, aç bırakırsınız. Sonra da "Ne yapalım devlet vermiyor" dersiniz. Tıpkı şimdi gönderilen hizmetleri yakıp yıkıp dediğiniz gibi...

Depremi bile kendi iğrenç şiddet politikalarınıza alet etmeye kalkışmanız doğrusu ancak size yakışır bir tutum.

Devlet, hükümet ve millet, deprem vesilesiyle topyekûn Van halkının yanındayken, PKK denilen canavar örgüt ne yapıyor?

Tunceli'de yol kesiyor, asker polis öldürmeye, yollara mayın döşemeye devam ediyor! Okulları yakmayı, öğretmenleri kaçırmayı, hastaneleri, öğrenci yurtlarını bombalamayı, masum insanları sırtından vurmayı planlıyor.

Hiç değilse deprem yaraları sarılana kadar PKK'dan terörü durdurmayı isteyecekleri yerde hükümetin, devletin Van depreminde ayrımcılık yaptığını iddia edenler sonunda utanacaklar.

Evet bu deprem kardeşliğin yeniden tesisi için bize büyük bir fırsat sunuyor.

Onun için deprem gibi umuma gelen afetler, felaketler bazı canları alır, yakıp yıkar ama yine umuma çok büyük mesajlar verir.

Deprem, zihinleri kuşatır, zihinlerin statiğini değiştirir.

Değişim zamanı olduğunu hatırlatır.

Zihinlerde adeta devrim yapar.

İnsana o şiddetli, dağdağalı, gürültülü sarsıntısıyla çözümü de dayatır.

O şiddetle, çeşitli bahanelerle tıkalı çözüm kanallarını da açar.

İşte böyle, deprem Van'da olduğu gibi teröristin foyasını da meydana çıkarır!


Nuh GÖNÜLTAŞ/BUGÜN