CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu grup toplantısında, cebinde altına imza attığı milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmasına ilişkin dilekçeyle katıldı.
Kılıçdaroğlu kendisiyle ilgili hazırlanan fezlekeyi kürsüden şu sözlerle eleştirdi: "Dilekçem cebimde. İmzamı attım. Dokunulmazlığa ihtiyacım yok, kaldırın dokunulmazlığımı..."
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik soruşturma açılması ve fezleke hazırlanması CHP Grubu’nda protesto edildi. CHP Grup Başkanvekilinin okuduğu Kılıçdaroğlu’nun sözlerini diğer milletvekilleri ve salonda bulunanlar ayağa kalkarak hep bir ağızdan tekrar etti. Kılıçdaroğlu’nun sözleri tüm milletvekilleri tarafından tekrarlanmış oldu.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:
Hiç merak etmeyin. Hukukun üstünlüğü nedir onlara öğreteceğiz. Bu ülkede herkesin demokrasi ve özgürlük isteme hakkı var. Onlara öğreteceğiz.
TÜRK-İŞ’E ELEŞTİRİ
Geçen hafta koşulsuz asgari ücretin altına imza atan Türk İş’i eleştirmiştim. Eleştirdim gün Türk İş bana bir mektup göndermiş. Mektupta diyor ki ,CHP genel başkanı bu eleştiriyi yaparak Türk İş bizim arka bahçemiz olsun diyor. Bun kadar sığ bir anlayışı şiddetle reddediyorum.
Aksine hiçbir siyasi partinin arka bahçesine dönüşmesini istemiyoruz, her ortamda ad bunu reddederiz. Cümleyi aynen okuyorum: “Türk İş zam oranına itiraz etmiş ancak daha az zamma muhtaç etmemek için onaylamıştır.”
Senin görevin korkuya direnmektir. Asgari ücret düşükse bunu haykırmak ve söylemektir. Bir Türk İş düşünün korku imparatorluğuna şantaja teslim oluyor. Ya imzala ya da küçük zam vereceğiz dediler o da paşa paşa bastı imzayı.
ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ
Gönül isterdi ki bu günü demokratik bir ülkenin basın emekçilerinin bayramı olarak kutlayalım. Özgür basını temel olarak içinde barındıramayan rejime demokrasi denilebilir mi? Basının özgürlüğünü yitirdiği bir ülkede demokrasi varlığını sürdürebilir mi?
Medya demokrasi ile vardır sözüne inanmayın. Medya diktatörlükle yönetilen rejimlerde çok daha güçlü vardır. Önemli olan özgür ve hür medyadır. Demokrasi özgür medya ile vardır. Medyanın sesini kısmak demokrasinin sesini kısmaktır. O ses İzmir’de dayak yiyen sesidir. O ses kendi uçağıyla bombalanıp öldürülen 35 kişinin sesidir.
HAPİSTEKİ GAZETECİ SAYISINDA DÜNYADA İKİNCİYİZ
Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil hepimizin özgürlüğüdür. Bugün itibariyle 97 gazeteci içeride tutuluyor. Bunların 18’i kadın. Bu 12 Eylül’de bile görülmemişti. Seçimden sonra hapse atılan gazeteci sayısında büyük bir artış var. Hapisteki gazeteci sayısı açısından dünyada ikinciyiz.
Bugünü Çalışan Gazeteciler Bayramı yapan 50 yıl önceki meslektaşlarının kahramanca direnişini bugünkü gazeteci arkadaşlarıma hatırlatmak isterim. Ben kahramanca direnen o gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyorum. 2012 Türkiye’sinde basın özgürlüğü açısından 10 Ocak 1961’in gerisindeyiz.
BAŞBAKAN’A SORUYORUM
Başbakan’a sormak istiyorum şiir okuduğu için hapse atılmakla, kitap yazdığı için hapse atılmak arasında ne fark var. Dünün mazlumu bugünü zalimi oldu. Her şeyimiz eksikti bir de terörist Genelkurmay başkanımız oldu. Özel yetkili savcıların daha yaratıcı olmalarını bekliyorum daha iyi espriler bulabilirler. Ama bir şeyi merak ediyorum genelkurmay başkanı terörist olursa Başbakan’ı ne olur. Allah size akıl fikir izan versin.
ONLARI MİZAH DERGİLERİNE HAVALE EDİYORUM
İnsaf denen bir şey var. Onları ciddiyete davet ediyorum ama içimden geldi söylemeden yapamayacağım mizah dergilerine havale ediyorum. Sayın İlker Başbuğu bu hükümetin onayıyla orgeneralliğe terfi etti, kuvvet komutanlığına getirildi ve genelkurmay başkanı oldu. Nasıl oluyor da bütün bunlardan sonra böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz.
BU DAVANIN HALA SAVCISI MISINIZ
İki ihtimal var. Ya başbakan İlker Başbuğ’un terör örgütü yönettiğini biliyordu ama suç çıkarmadı. İkinci ihtimal Başbakan İlker Başbuğ’un terör örgütü yönettiğini bilmiyordu. Bu daha büyük bir suç o kadar istihbaratın var ama bunu bilmiyorsun. Bir ihtimal daha var. Ben biliyordum ama gücüm yetmiyordu şimdi gücüm yettiği için içeri aldırdım. O zaman demek ki mahkemeler sizin emrinizde. Sayın başbakan siz bu davanın hala savcısı mısınız. Herkesi demokrasi ve hukuka bağlı olmasını istiyorum. Hukukun üstünlüğüne ve kamu vicdanına inanacağız.
İSTİHBARATI NEREDEN ALDINIZ
Uludere’de öldürülen vatandaşlarımızın nasıl öldürüldüğünü sormaya devam edeceğiz. Önce bu bombalama oluyor, sonra emekli genelkurmay başkanı tutuklanıyor ve en sonunda ana muhalefet lideri için fezleke hazırlanıyor. Hepsi 12 günde oluyor.
Uludere’de istihbaratı kimden aldınız diye tekrar soruyoruz. Bu istihbaratı Heronlardan mı aldınız yoksa İncirlik’e konuşlanmış İHA’lardan mı aldınız? Açıkça söylüyorum: İsrail’den mi aldınız, Amerika’dan mı aldınız?
Neden gerçeği açıklamıyorsunuz neden halktan gizliyorsunuz? Yoksa bunu açıkladığınızda ülke güvenliğini ihale ettiğiniz odakların halk tarafından öğrenilmesinden mi korkuyorsunuz?
İşte kendi ülke güvenliğini başkasına ihale edenlerin düştüğü durum. Bu olay Avrupa’da olsaydı ne olurdu? Hemen sorumlular görevden alınır savunma Bakanı da istifa ederdi. İstifa etmesi için demokrasiyi benimsemiş olması, halkına saygı duyması ve ar damarının çatlamaması lazım.
BU ADİL YARGI KİTAP TOPLATAN YARGIDIR
Yerine gelince belgem var diyorsun şu istihbaratı kimden aldın onu da bir açıkla. Dokunulmazlığımın kaldırılması için fezleke hazırlandı. Bunların adil yargısı basılmamış kitabı toplatan yargıdır. Bunların adil yargısı parasız eğitim isteyen öğrencileri aylarca içeride tutan yargıdır. Eski bir genelkurmay başkanının terörist diye tutuklama bu arkadaşlara nasip olmuştur. Önümüzde Deniz Feneri davası varken siz mi adil yargılamadan söz edeceksiniz.
DİLEKÇEMİ GÖNDERECEĞİM
Benim dokunulmazlığa ihtiyacım yok dilekçem burada grup toplantısından soran göndereceğim. Ben korkuyla siyaset yapanlardan değilim. CHP Genel başkanı ile hesaplaşmak mı istiyorsun kaldırın dokunulmazlığımı.
DARAĞACINA DA ÇIKARTSANIZ
Ben sizin özel yetkili mahkemelerinizden korkmam onların savcılarıyla yıldıramazsınız. Siz kim oluyorsunuz. Siz kime diz çöktürmek istiyorsunuz. Ben sizden çekinmem ben sizin ağa babalarınızdan da çekinmem. Ben sadece milletimin önünde eğilirim. Beni hapse atmak değil darağacına da çıkartsanız söyleyeceğim budur. (Hürriyet)
Güncelleme Tarihi: 10 Ocak 2012, 22:16