Baykal CHP'den ayrılıyor mu?

Gerçek Gündem'in yazarı Barış Yarkadaş CHP içinde gelişen olayları çarpıcı bir şekilde ele alıp önemli iddialarda bulundu.

Baykal CHP'den ayrılıyor mu?
İşte Yarkadaş'ın o yazısı;


CHP İstanbul İl Başkanı 
Oğuz Kaan Salıcı'nın ''Yerel Seçim Adaylarını Belirleme Komisyonu'' üyeleri Bihlun Tamaylıgil,Adnan Keskin, Gökhan Günaydın, Umut Oran ve Bülent Tezcan'ı hedef alan ''Kaporacılar'' sözü, Ankara'ya bomba gibi düştü. CHP Genel Merkezi'nin telefonları, Salıcı'nın sözlerinin Gerçek Gündem'e yansımasının ardından kilitlendi. CHP'nin bölgelerde çalışan milletvekilleri, "Adaylıklar parayla mı satılıyor?'' sorusuna gün boyu muhatap oldu. 


KAPORACILAR!



Dün gece beni arayan bir milletvekili, "Bölgede 24 saat çalışıyorum, Kaporacılar sözüne hangi yanıtı vereceğimi şaşırdım, partim bu hale gelmemeliydi'' diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Aynı milletvekili, "Partimin beş genel başkan yardımcısı(Kapora aldılar) sözünü yerse, yazıklar olsun'' diye de ekledi. 



Gece geç saatlerde arayan milletvekiline, "O söz, sadece Bihlun Tamaylıgil, Adnan Keskin, Gökhan Günaydın, Umut Oran ve Bülent Tezcan'a yönelik değil... CHP'nin geçmişte ve şimdi görev yapan tüm yöneticilerini de kapsıyor'' karşılığını verdim. 



Sizce de öyle değil mi?



Bir düşünün; CHP'nin İstanbul İl Başkanı, 60 aday adayının katıldığı toplantıda "Ankara'daki abilerinize güvenmeyin. Ankara'daki abilerine kapora yatıranların kaporaları yandı. Bol sıfırlı çekleri verenler çeklerini geri alsın'' diyor.



Bu sözler CHP'de bomba etkisi yaratınca, bu kez "Ben o sözleri geçmiş dönemler için kullandım'' diyerek kıvırıyor. Üstelik, hepimizi de salak yerine koyuyor! "Çeklerinizi geri alın'' diyen ve ''şimdiki zaman kipi''yle konuşan Salıcı, sıkışınca "Eskileri kast ettim'' ifadesini kullanıyor. 



Oğuz Kaan Salıcı, ''eskileri kast ettim'' derken, Atatürk'ü mü İnönü'yü mü yoksa Ecevit ya da Baykal'ı mı işaret ediyor? Geçmiş dönemde Kılıçdaroğlu'nun da MYK'larda görev yaptığı biliniyor...



Neresinden bakarsanız bakın, saygısızca bu sözler...



SALICI NE YAPTIĞININ FARKINDA MI?



Oğuz Kaan Salıcı, hangi koltukta oturduğunun ve sözlerinin hangi anlama geldiğinin farkında bile olmadığını gösteriyor!



Dün söyledim, bugün bir kez daha tekrar ediyorum: 



Oğuz Kaan Salıcı'nın 60 kişinin önünde söylediği ve yalanlayamadığı bu sözler, CHP'nin yerel seçim adaylıklarına şaibe bulaştırmıştır. 



Aday Belirleme Komisyonu üyelerinin bu sözlerden sonra bölgesinde başarılı olan ve seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakılan tek bir adayı bile önerebilmesi mümkün değildir!Bu komisyonun üyeleri kimi önenirse önersin, akıllara hemen"Kapora ve bol sıfırlı çekler'' gelecektir! Aday yapılmayan partililer, "Kapora aldılar, bol sıfırlı çekler aldılar''diyecektir. Bu tür dedikodular, aday yapanlara da aday yapılanlara da büyük haksızlıktır! Bu durum CHP'nin kurumsal kimliğini tüketecek ve herkesi ''rüşvetçi'' konumuna sokacaktır. 



SALICI KANIT GÖSTERMEK ZORUNDADIR



Bu bağlamda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken tek bir şey vardır: Oğuz Kaan Salıcı'yı Ankara'ya çağırıp elindeki kanıtları göstermesini istemek!



Oğuz Kaan Salıcı, 60 aday adayının önünde söylediği sözlerden sonra, ''Kapora ve bol sıfırlı çek aldığını söylediği'' beş genel başkan yardımcısına ilişkin ortaya somut kanıtlar koymak zorundadır. Bunu yapamadığı taktirde ise istifa etmelidir. Ayrıca; Salıcı'nın sözleri parti suçudur ve CHP'den ihracını gerektirir. 


MYK VE PM ÜYELERİ DE Mİ KAPORACILIĞI KABUL EDECEK?




Keza aynı sorumluğu CHP'nin diğer MYK üyeleri ve Parti Meclisi üyeleri de almalıdır. CHP'nin işleyişine göre, adaylar merkezi atama yöntemiyle belirlendiği taktirde, bu isimler önce MYK'da sonra PM'de oylanır. CHP'nin belediye başkan adayları MYK ve PM'ye geldiğinde, herkesin kafasında binbir soru işareti oluşacak ve "Kaporacılar'' sözü yeniden gündeme gelecektir. Oylanan ve adaylığı kesinleşen adaylar ile o adaya oy veren MYK ve PM üyelerinin tamamı şaibe altında kalacaktır. 




TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?



Durum geçiştirilemeyecek kadar ciddidir. MYK ve PM üyelerini tarihsel bir sorumluluk beklemektedir. Ya ''Kaporacı'' yaftasını kabul edecek, ya da onurlarına sahip çıkacaklardır. 8 Eylül'de yapılacak olan PM toplantısı, bu bağlamda bir ''onur mücadelesi''ne şahitlik etmelidir. Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bu sözleri görmezden gelenler ise ''Kaporacılar''sözünü kabul etmiş demektir. 




OĞUZ KAAN SALICI POLİTİKA YERİNE DEDİKODU YAPINCA...





CHP'nin İstanbul İl Başkanı Salıcı, politika yerine dedikodu yapınca, partisini gereksiz bir tartışmanın içine soktu. Üstelik; aynı toplantıda aday adaylarına yönelik saygısızlığı bunlarla sınırlı kalmıyor. Aday adaylarını
 "rüşvet vererek aday olmaya çalışmak''la suçlayan ve "Gidin çeklerinizi geri alın'' diyen Salıcı, güya "Patron benim'' havası verebilmek için garip davranışlar gösteriyor. Salıcı, 60 aday adayına "Ayağa kalk, şimdi kendini anlat'' diye komut verdi. Bu davranış yüzünden dört aday adayı salonu terk ediyor. Bazıları ise kendisini tanıtmıyor ve ayağa kalkmıyor. Eski bir ilçe başkanı, bu davranış yüzünden dakikalarca ağlıyor ve Kılıçdaroğlu'na mail atarak içine düşürüldüğü durumu anlatıyor.




BU NASIL BİR ÜSLUP?




''Sosyal demokrat'' olduğunu sanan Salıcı, "Ezer geçerim''gibi otoriter sözler de sarf ederek, demokrasi anlayışının ne denli sakat olduğunu ve demokrasiyi içselleştiremediğini gösterdi. Salıcı'nın demokrasiyle ilişkisinin söylem düzeyinde kaldığı ortalığa saçılıp döküldü. Aday adaylarına''rüşvetçi'' muamelesi yapan aynı Salıcı, Büyük Çekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün adaylık başvuru dosyasını teslim almak üzere kalkıp Büyük Çekmece'ye gidişini ise açıklayamıyor! CHP tarihinde görülmemiş bir uygulamaya imza atan İl Başkanı Salıcı, belediye başkanını ayağına kadar gidiyor! 



İşte bu CHP'nin talihsizliğidir! Parti kültürü almayan kişilerin birilerinin telkiniyle koltuklara oturtulması, CHP'yi AKP'nin karşısında ne yazık ki eritmiştir. CHP, İstanbul'da AKP'nin karşısına çıkaracak aday dahi bulamamaktadır. Gürsel Tekin de aday adaylığından tamamen geri çekilmiştir. Böyle bir yapı içinde Gürsel Tekin'in aday olması hem gereksiz hem de saçmadır. 



Salıcı ve arkadaşları, partiyi Mustafa Sarıgül'ün eksenine çekmiş, Sarıgül tartışması CHP'yi esir almıştır. 




BAYKAL'IN SARIGÜL TEPKİSİ





Mustafa Sarıgül
'ün CHP'den aday olup olmayacağına ilişkin tartışmalara daha sonra değineceğim. Bu konuyla ilgili olarak beş ay önce yazdığımda, konunun ciddiyetini anlayamayan bazı kişiler, "Gürsel Tekin'in arkadaşı olduğu için yazıyorsun''demişlerdi. Beş ay önce, ''Sarıgül meselesi CHP'yi kilitleyecek'' demiştik. Bugün söylediğimiz gerçekleşiyor. CHP, Sarıgül tartışmasının dışına çıkamıyor. 



Tartışmayı ''şimdilik'' uzaktan izlemeyi tercih eden Baykal ise bu duruma tepkili. Baykal'ın, Sarıgül CHP'ye döndüğü taktirde, yıllarca emek verdiği partisinden istifa etmeyi dahi düşündüğü dile getiriliyor. Kulislerde Baykal'ın ''Rahmetli İnönü de Ecevit de öldüklerinde CHP üyesi değillerdi. Sanırım ben de CHP üyesi olarak ölmeyeceğim'' dediği söyleniyor. 



CHP ''Kaporacılar'' ve ''Sarıgül'' tartışması etrafında dönüp dururken, AKP kaybettiği gücü, prestiji ve itibarına rağmen hala yüzde 40 kırk bandını koruyor. 


Bu da CHP'ye oy ve destek veren biz seçmenlerin talihsizliği olsa gerek...
  





kaynak; gercekgundem.com

Güncelleme Tarihi: 05 Eylül 2013, 19:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17