Engelli olmak!

Kimi insan erkek, kimi kadın olarak; kimi beyaz, kimi zenci; kimi sağlıklı, Kimi de engelli olarak yaratılmıştır. engelli yaratılmış olmak takdiri ilahidir ki, bu da aynı zamanda bir imtihan vesilesidir. Zira bu dünya imtihan dünyasıdır. Rabbimiz bir çok ayette, zorluklara sabredenleri cenneti ile müjdelemektedir.

-

Her insan engelli adayıdır ve engellli olmaya namzettir. Şunu da iyi bilmelidir ki, Allah katında değerimizi belirleyecek; ne zenginliğimiz, ne makamımız, ne de sağlığımızdır.

-

Ebu Hureyre'den nakledildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:

-

"Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar." (Müslim, birr, 34)

-

İnancımıza göre tüm insanlar yaratılış bakımından mükerremdir, çok değerlidir. Kişinin imanı ve amelleri onun değerine değer katacaktır. Ahlak ise, böyle bir insanın süsüdür. İnsanın engelli yaratılması veya sonradan engelli hale gelmesi onun değerinden bir şey kaybettirmez.

-

Hz. Peygamberimiz de engelli olanlara bu değeri verirdi. Hatta onları bazı görevler ile topluma kazandırırdı. Abdullah İbn. Ümmi Mektum görme engelliydi. Lakin o Hz. Peygamberin müezzini idi. Aynı zamanda Hz. Rasulullah bazen sefere çıktığında namazda İmamet hususunda ona vekalet ederdi. Hele bir Muaz bin Cebel vardı ki, 25 yaşlarında genç olmasına ve yürüme engelli olmasına rağmen Hz. Resulullah O'nu yemene vali olarak tayin etmişti. 

-

Ama doğuştan, ama sonradan bir insanın başına bir musibet gelmişse, bunu Allah'tan görmeli, sabretmeli ve neticede:

"Hoştur bana senden gelen/Ya gonca gül, yahut diken/lütfunda hoş kahrında hoş" diyebilmelidir. 

-

Bugün âmâ olan nice görme engelli kardeşimiz dünyayı göremezken, imanı ve sabrı neticesinde yarın ahiret hayatında, cenneti tamaşa edecektir. Ancak bu dünyada gören gözleri ile Hakk'ı idrak edememiş inançsız nice kimseler ise, mahşerde kör olarak diriltilecektir.

-

Diğer kimselere göre daha sağlıklı olan daha çok şükretmeli, engelli olan kimse ise, "Beterin beteri Vardır" duygusu ile bir yandan sabrederken, diğer yandan o da şükretmeyi, Allah'a kulluk etmeyi ihmal etmemelidir.

-

Bir adam bir gün bir trafik kazası geçirir ve bu kaza neticesinde tek kolunu kaybeder. zamanla tek kolu ile yaşamaktan dolayı hayata küsmüş olan bu adam, bir gün intihar etmeye karar verir. Deniz kıyısına gelir ve beline büyük bir taş bağlayarak canına kast etmeye niyetlenir. Tam o esnada uzaktan bir adam belirir. Onun da kendi gibi kolu yoktur. Fakat bu adam iki kolu da olmayan bir adamdır. Adam kendisine yaklaştıkça tebessüm eder, intihar etmenin eşiğine gelen adam kendi kendine kızar ve hayıflanır. Adam kendine yaklaşınca ona şöyle der:

Yahu be kardeşim! Ben tek kolum olmasına rağmen hayata küsmüşüm, ya sen! Hayata gülüyorsun ve bu halinle nasıl mutlu olabiliyorsun? Adam şöyle cevap verir:

Kardeşim, seni görmeden az önce sırtım kaşınmıştı ve ben kaşıyamadım. Daha sonra seni görünce ne mutlu bu adama bir kolu yok ama diğer koluyla hayata tutunur. Sırtı kaşınsa sırtını kaşıyabilir dedim ve bu duyguyla tebessüm ettim. Deyince, intihar etmeyi düşünen adam haline şükreder. Gerçekten de beterin beteri varmış diyerek intihar etmekten vazgeçer.

Hz.Peygamber de bu gibi durumda olanlar için şöyle buyurur:

"Sizden biriniz mal ve yaratılış yönünden kendinden üstün birini görürse, bir de kendinden aşağı durumda bulunan kimseye baksın." (Buhari, rikak, 36)

-

Allah insanlara nice nimetler ihsan etmiştir. Bu nimetler içinde en büyük nimet, akıldır. Zira İnsan, aklı olmasa, ne canına sahip çıkabilir, nede malına. Görmek, konuşmak, tutmak, yürüyebilmek... bunların da her biri birer nimettir. Görmenin ne büyük nimet olduğunu, ancak doğuştan âmâ olan kimseler bilebilir. Yürüyebilmenin ne büyük nimet olduğunu, uzun yıllar yatağına bağlı hayat süren kimseler anlayabilir.

-

Hz. Peygamberimizin ifadesi ile, insanların pek çoğu sağlığının kıymetini bilmez ve bu hususta da malesef birçoğu gafildirler. 

-

Unutmamalıdır ki, dünyada her şey zıddıyla kaimdir. Bazen bolluk olur, bazen darlık; bazen zahmet vardır, bazen rahmet; bazen sağlıklıdır insan bu hayatta, bazen de hasta, hatta engelli...

-

Neticede bu dünya imtihan dünyasıdır ve fanidir. Nice sağlam, kollu-kuvvetli insan geldi geçti bu dünyadan. Aynı şekilde nice engelli insanlar yaratıldı, zorluklar ile beraber yaşadılar ve nihayetinde onlarda ahiret yolculuğu için ecel şerbetini içtiler. Ve bu imtihanın neticesini almak için ahirete göçtüler.

-

Memleketimizde yaşayan insanların yaklaşık %8 i engelli olduğu ifade edilmektedir. Bu kişilerle yakından ilgilenen aile yakınlarını da işin içine katarsak nüfusumuzun yaklaşık yarısına yakını bu durum ile karşı karşıyadır. Bu da bize işin ciddiyetini göstermektedir. 

-

Bize düşen görev; sağlığımızın kıymetini bilmek, engelli kardeşlerimizin yaşamını olabildiğince kolaylaştırmak ve engellilerinin önüne başka bir engel koymamaktır. Vesselam

YORUM EKLE

banner17