Dünya liderleri Kur'an okusaydı

Hiç şüphesiz ki Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamberimiz aracılığı ile insanlığa gönderilen son ilahi kelamdır. Muhakkak ki Kur'an, lafzen ve manen Canabı Hakk'ın sözleridir. Yüce Mevla'nın insanlara gönderdiği apaçık bir mektuptur Kur'an. Bu mektupta, Allah kullarına; mahlukatın yaratılmasından bahsettiği gibi, ahiretin varlığından, cennet ve cehennemden, peygamberlerin kıssalarından, bazı emir ve yasaklardan... bahseder.
*
Hak Teâla, insanoğlunun dünyada nasıl yaşanması gerektiğini Kur'an'da ayetleri ile beyan eder. Bu münasebetle birçok emir ve yasakları vardır Kur'anda. Seçilmiş, günahsız ve alemlere rahmet olan Hz Peygamber tanıtılır ve anlatılır Kur'an'da, müminler ondan örnek alsın ve onun gibi yaşasın diye. 
*
Kur'an nurdur, Kur'an Muttakî kullar için hidayet kaynağıdır. Hastalara okunduğunda şifa, ölünün ardından okunduğunda ise rahmettir. Lakin merhum İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi:
-
Ya açar bakarız nazmi celil'in yaprağına 
Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
-
İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin Ne mezarlıkta okunmak nede fala bakmak için.
*
Kur'an'ı en güzel okuyan, yaşayan ve yaşadıklarını hali ve sözleriyle açıklayan tabii ki Hz. peygamberdir. O'nun ahlakı Kur'an ahlakı idi. Getirmiş olduğu Kur'an ile İnsanlar cehaletten ilme, dalaletten hidayete ermiştir. Kız çocukları diri diri gömülmekten kurtulmuş, ayaklarının altı cennet olan anneler çok şerefli bir varlık haline gelmiştir.
*
Kur'an'ın yaşanması ile asrı saadet yaşandı Hz. Peygamber devrinde. Yüce Mevla şöyle buyuruyor:
-
"Bu öyle bir kitaptır ki, bütün insanları Rabb'inin izniyle karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övülmeye layık olan Allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik." (İbrahim, 1)
*
Hz. Peygamber Efendimizden sonra hulefa-i raşidin dediğimiz dört halife dönemi ve sonraki dönemlerde, müslümanların başında görev yapmış olan birçok devlet adamı Kur'an'a gösterdikleri hürmet ve onu yaymada gösterdikleri gayret vesilesiyle tarihe geçmişlerdir. Onların döneminde insanlar huzur ve barış içinde, adalet üzere yaşamışlardır.
*
Ünlü bilgin Farabi'ye göre, toplumun fazileti olması için kralın yani devlet liderinin fazileti olması şarttır. Bu sözden hareketle bugün dünya liderleri Kur'an'ı hakkıyla okuyabilse, anlayabilse, emir ve yasaklarına göre yaşayabilse, o Kur'an'ın Adaletine göre hükmedebilse, dünyada bu kadar haksızlık olmazdı, hapishaneler insanla dolmazdı. İnsanlar arasında kavga ve savaş yerine huzur ve barış olurdu. İki ülke arasındaki sınırlar mayın tarlası değil, ekin tarlası haline gelirdi.
*
Osman Gazi'nin kurmuş olduğu Osmanlı İmparatorluğu, Kur'an'a hürmeti ve hizmeti ile 600 yıldan fazla bir zamanda, üç kıtada hüküm sürmüştür. Ayrı dil ve ayrı Irklar yüzyıllarca huzur içerisinde bir arada yaşamışlardır Osmanlı topraklarında.
*
Kur'an'ı okumak ne kadar faziletli ise, Kur'an'ı yaşamak ve onu yaymak bir o kadar daha faziletlidir.
*
Kur'an'ın okunmadığı ve yaşanmadığı bir toplumda; fitne, fesat, zulüm, cehalet, kan, gözyaşı, fakirlik...vardır. Böyle bir toplumda ise Şeytanın gönüllere sirayet ettiği vesveseleri vardır. Şairin dediği gibi:
-
Bir lahza boş kalmaz sinede canlar.
Kur'an yoksa kalpte bil ki şeytan var.
-
Bir lahza kur'ansız kalırsa Meydan 
Meydanı doldurur, şüphesiz şeytan.
*
Huzur islamdadır, huzur kurandadır. Kur'an'dan uzak olan toplum; içki, kumar, faiz, fuhuş, rüşvet ve benzeri günah bataklığında esfel-i safiline yuvarlanacaktır. 
*
Kur'an'dan uzak yetişen bir nesilde malesef; ateizmin, satanizm ve benzeri sapık ve batıl fikir akımlarına yelken açacaktır. Savaş ve zulum girdabında çileden çıkmış, yorgun düşmüş insanlığın; Kur'an okuyan, Kur'an okunması ve yaşanması gibi bir derdi, yüce bir davası olan faziletli liderlere çok ama çok ihtiyacı var hem bu dünyanın ve tüm insanların, huzur için selamet için, barış için her şeyden önce bu dünyada insanca yaşamak için...
YORUM EKLE

banner17