Çok basit bir ifadeyle izah edeceğim. Bir yerde eğer bir malın kendisi az talep edeni fazlaysa eğer o malın fiyatı artar. Bu bir telefon da olabilir, pırlanta da ya da ev, araba tarla aklınıza gelen hemen her şey için kural geçerli ve basittir. Malzemenin “talebi” fazla “arzı” az ise değerlidir. Bu durum hayati önem taşıyan malzemelerde (ekmek, tahıl,şeker, sebze, meyve, su, süt, barınma vb.) ihtiyacı karşılamayacak düzeyde olursa eğer bu kez fiyatların artmasından da öte zor kullanma ile sahip olma süreci yani kaos ve kargaşa dönemi başlar. Bu durum malzemeler olsa dahi maddi olarak alacak gücü kalmayınca vatandaşın olay yine aynı sonuca varır. Bunun içindir ki devletler halklarını korumak için kanunlar, düzenlemeler ve planlamalar yaparak bu kaosu daha çıkmadan önler ve vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlar. Devletin oluşması da zaten tamamen bu sistemin ihtiyacından doğmuştur.

Peki şimdi biraz canımızı sıkalım

· Hayvancılık yapanlar besi maliyetlerini karşılayamadığı için süt veren ineklerini kesiyorlar. Bu durum şimdi süt fiyatlarının artmasına ve et fiyatlarının GEÇİÇİ olarak düşmesine sebep oluyor. Fakat sonrası kasırga...

· Çiftçiler, devletin kendi eliyle zorunlu tuttuğu GDO’lu tohumlarla tarımı İsrail menşeili tarım ilaçlarına mahkum edildiği için şuan maliyetlerin artması ve destek göremediklerinden ötürü büyük bir çoğunluk bu gübre ve ilaçları kullanamıyor. Doğal olarak da hasat zamanı ciddi bir tarımsal ürün azlığı yaşayacağız ve üretim talebi karşılayamayacak. Sonuç fiyatlar daha da artacak.

· Sanayi sektörü devamlılığını sağlayabilmek için kazandığı paranın yaklaşık 2 katı kadar kredi kullanır hale gelmiş durumda. (yıllık kasaya giren paranın 5’te 3’ü bu kredilerden)

· Ve maalesef Türk sanayimiz üretimde ortalama %86 düzeyinde dışa bağımlı olduğu için giderler gelirlerin üzerinde seyir etmekte.

· En acısı da üretim seviyemiz diplerde olduğu için yanlış ekonomi politikaları ile dolar artışını dizginlemek için para basarak enflasyon yaratıyoruz. Usulsüz yollarla dolar satarak hem olan paradan oluyoruz hem de borcu büyütüyoruz.

Demem o ki dostlar bomba gün geçtikçe etkisini arttırıyor. Büyükler küçüklerin gözlerinin yaşına bakmıyor. Seçime kadar kör topal devam etse de sonrasında çok ciddi yaşamsal sorunlar bizleri bekliyor. Hal böyle olunca geçtiğimiz günlerde Beşiktaş’ta elinde bıçakla sokaktan geçenlerden zorla para isteyen insanlar bir başlangıç. İleri görüşlüler önlemlerini almaya başladılar bile. Açıkta kalan yine toplumun geliri düşük insanları yani bizler olacağız. O sokaklardan yine mecbur bizler geçmek zorunda kalacağız. Bu böyle devam ederse ki edecek gibi gözüküyor. Gazapizm’in söylediği gibi

“saygın adamları korku basacak.

Ölüler dirilerden çalacak.” Gibi duruyor. Tarihe bu günden not düşmek istedim. Dilerim bu gidişat düzelir de bu yazdıklarım bir komplo teorisi olarak kalır. Çok isterim… saygı, sevgi ve sağlıkla kalın.