15 yıl önce Kartal'ın sorunları ne ise bu gün yine aynı sorunlar var. Üstelik gittikçe çoğalıyor. Çözüm olarakta "Kartal'a aganigi naganigi yapmaya gelenlere trafik cezası formülü!" Dillendiriliyor.
*
Bunu Huzur toplantısında konuşan Kartal Kaymakamı Sayın Abdullah Demir'den bizzat duyduk. Sayın Demir dedi ki, "Dragos’ta ve İstMarina civarında görülen, kendini satan bayanlar ya da diğer unsurlar var. Diğeri de torbacı dediğimiz uyuşturucu satan tipler. Bir de Kuzey Kafkaslardan gelen bazı bayanlar, birkaç Türk ile ev tutup fuhuş faaliyetleri yapması. Bu tabloda da 'biz çok iyiyiz!' demiyoruz." Diye itiraf etti.
*
Bir acı itirafta Kartal İlçe Emniyet Müdürü Sinan Dallı'dan geldi. Sayın Dallı dedi ki, "Sahil yolunda Veteriner kavşaktan Dragos sahili sonuna kadar sahil bandında maalesef hayat kadınlarına yada Travestilere işlem yapmışız, tam 617 kişiye. Sultanbeyli'den, Ümraniye'den, Çekmeköy'den gelenlerin çoğu maalesef bu iş için!" Diye belirtti ve buldukları formülü şöyle belirtti; "Sahil boyunca ‘Park Yapılmaz!’ levhalarını yerleştirelim. EDS'den bunlar için duran araçlara ceza keselim!"
*
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN LÜTFEN BURAYA TIKLAYINIZ
*
15 yıl öncesinden bugüne kadar fuhuş denen ahlaki çöküntüye bir çözüm bulunamaması ne kadar acı değil mi? Aynı şikâyetler o zamanın Kaymakamına ve Emniyet Müdürüne de gidiyordu. Peki, kim çözecek bu sorunları? Kanun koyucular mı? Yoksa atanan emir kulları mı? Fuhşun çözümü trafik cezası mı olmalı? Yani Kartal'a fuhuş yapmaya gelenler Kaymakam beyin tabiri ile "Kendini Satan Kadınlara!" Gelenlere trafik cezası kesmek doğru bir fikir mi? Çözüm yolu bu mu? Ya 1 artı 1 dairelerde, lüks plazalarda ya da Kartal’da fuhuş yapılan, namı ilgilenenlerce meşhur bazı otellerde olanlara çözüm yolu aranıyor mu? Yoksa sahilde göz önünde dolaşmayın da, kapalı alanda (affedersiniz) ne b.k yiyorsanız yiyin anlayışı mı hâkim?
*
Bir çözüm önerisi de bizden gelsin. (Beğenmek zorunda değilsiniz.) Malumunuz Kavala çağrısı yapan 10 büyükelçinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi ülke gündeminde son günlerde. Nasıl kuzu gibi oldular, kuyruklarını kısıp oturdular aşağı değil mi? Bu fuhuş yapıp toplumun ahlakını bozanlar, "istenmeyen kişi" ilan edilseler ve sürgün edilseler. Bunları ıslah etme çalışmaları yapılsa daha hayırlı olmaz mı? Sorun şu bence. Bir karar vermeliyiz bunlar istenen kişiler mi? İstenmeyen kişiler mi? Konunun asıl gerçeği arz talep meselesi mi?
*
Şişman Bakkal vardı 30 küsur yıl önce Kartal’ın bir mahallesinde. Saat gece 12 oldu mu, ışıkları ve kepengi kapatıp, polis korkusundan kepengin altından satardı alkolü. O zaman saat 12’den sonra alkol satışı yasaktı. Sonra ne oldu? Kanun çıktı. 1. Mevzuat Hükümleri. 21. 4250 sayılı Kanun'un 24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile yeniden düzenlenen 6. maddesinin beşinci fıkrasının üçüncü cümlesi şöyle diyor; “Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri arasında perakende olarak satılamaz.” Diyor Kanun maddesi. Peki, saat 22:00’den sonra alkol satan bakkal ve bayilere ne kadar para cezası kesilir. 3 kez ceza yiyen esnafın alkol satma ruhsatı elinden alınır mı? Onu ceza kesmeye yetkili, görevini lâyıkıyla yapanlar bilse gerek.
*
Kartal İlçe Emniyet Müdürü Sinan Dallı Huzur toplantısında Kartal’da 200 tekel büfe olduğunu belirtti. 20 Mahalle de 200 alkol satan büfe. Yani her Mahalle de 10 büfe var. Demek ki Kartal halkının alkol ile arası bayağı iyi imiş. İçki içene, üretene, satana, göz yumana bir şey demek haddime değildir elbet. Herkes ektiğini biçer neticesinde. Kanun vaaarrr, nizam var. Sadece gazeteci olarak vatandaşların sorduklarını sorgulamak ve neden? Niçin? Sorularına cevap aramak içindir bu yazım. Yani kanun yapanlar “Biz saat 22’den sonra yasakladık ama siz aldırmayın. Salın çayıra, Mevlam kayıra" Dedilerse bilelim ve bizde sorgulamayalım. Yada kanun yapanlara “Gelin sabaaahhaaa kadar içki satışını serbest bırakın” deyin her kes geniş takılsın anadın mı? Sahi bazı haberlerde "Saat 22.00 ila 06.00 arasında alkollü içki satışı yasağına aykırı hareket edenlere 65 binden 320 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak." Diye belirtiliyor. Gece 1’de, 2’de, 3’te açık olup alkol satanlarında işleri zor olsa gerek. Adamlar kamu hizmeti veriyorlar! âdeta.
*
Bir başka konu. Huzur toplantısında Gazeteci arkadaşımız Vural Dağtekin “Karakolda fena muamele hortladı mı?” Diye sorup dikkatleri karakollara çevirdi. Dağtekin köşe yazısında ise “Bize gelen karakollarda dayak iddiaları hatta dava dosyası nasıl oluyor?” iddialarında bulundu. 33 yıllık gazetecilik yapan birisi böyle ciddi iddiaları belge bilgi olmadan sormazdı her halde diye düşünüyorum. Kamuoyu ise şu an Vural Dağtekin’in iddiaları ile ilgili yapacağı habere gözlerini çevirdi ve bekliyor.
*
Huzur toplantısında belirttiğim gibi Polisimizi, askerimizi seviyoruz ve dualarımız onlarla.
*
En kalbi duygularımla…
