10 Kasım anısına saygıyla…

   Merhaba sevgili dostlar uzun zaman sonra bu günün anısına saygıyla birkaç kelam etmek istedim. Dilerim faydalı ve düşünce haznemize yeni bir pencere olur.  


   Tarihte,  kendini sadece milletinin desteği ve geçmişinden gelen kudretle altın harflerle yazdırmış bir liderin aramızdan ayrılmasının 84. Yılında kurduğu Cumhuriyetin şanlı bayrağı altında yaşayan bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü duygusal bir gözle yad ederken onun sürekli işaret ettiği “akıl ve bilim” ekseninde ve gerçekçi gözlerle görmemiz gereklidir. Dünya, Atatürk’ün kudretini idrak etmişken bizler hala yanılsamalar ve yanlışlar üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Ve maalesef o büyük liderin işaret ettiği yolu toplum olarak bir türlü yürüyemiyoruz.  
  

Çağının ve bu gününün ötesinde bir ufka sahip olan liderimizi kalıplar, partiler ve basit her türlü çıkarların içinde ya yok sayıyor- aşağılıyoruz ya da etekleri altına sığınarak şahsi basiretsizliklerimizin üzerine kılıf olarak kullanıyoruz.  


  Düşmanının bile saygı duyduğu ulusal liderimizi en yakın çalışma arkadaşlarının bile anlamadığını, kuyusunu kazdığını ve toplumun bağrında bir başına daha yapacaklarını tamamlayamadan zorla bizlerden söküp aldığını artık idrak etmemiz gerekiyor. Bu da bize gösteriyor ki “ben vatanımla evliyim” diyebilmek ve bu uğurda yapılması gereken her şeyi layıkıyla yapmak bile yeterli olmuyor maalesef. Bunu öncelikli olarak aklımızın bir köşesinde her daim tutmamız mühimdir.

 
  O inancını ve bütün umudunu gençliğin kendisini anlayacağı ve bu topraklara ve cumhuriyete en az onun kadar sahip çıkacağına inanarak yoluna devam etti. Yeni doğmuş bir bebek gibi duran Türkiye Cumhuriyetini bizlere emanet etti. Kudretimizi ve gücümüzü biliyordu. Köklerimizden ve tarihimizden gelen o inanç her Türk evladında mevcuttur. Yeter ki görmesini bilip kendimize gelebilelim. Onun bildiği bu kudret ve cesaret, bizleri dizginlemek isteyen, sömürmek isteyen, memleketimizin ve milletimizin üzerine bir karabulut gibi çökmüş kanımızı emen küresel sermayedarlar ve içimizdeki hizmetkarları da bu dirayetin ve asaletin varkındadırlar. Bir tek biz göremiyoruz ve görmemizi istemiyorlar. Çünkü bu milletin başını kaldırdığında ne denli asalet, zeka ve adalet dolu olacağını bizlerden çok daha iyi biliyorlar. Dünyanın dört bir yanında bulunan, yapılan, gelişen her ne varsa bizlerin atalarımızın ve gençlerimizin katkısı olmuştur ve olacaktır. Bunu örneklemeye ne zaman, yazmaya kalem yetmez. Filmlerle, telefonlarla, uyuşturucuyla, geçim derdiyle, aptal yetiştiren eğitim sistemiyle ve daha sayamayacağımız bir çok nedenle eğilen başımızı kaldırdığımızda neler başarabileceğimizi bizlerden çok daha iyi biliyorlar. Ve maalesef ki Atatürk’ü anlamak ve ona yakışır olmak; bu ve  benzeri günlerde günlük anmalar, duygusal paylaşımlar ve yad etmelerle olmuyor.  


  Ona yakışır olmak evvela yaptıklarını anlamaktan, dönemin koşullarını düşünmekten ve o dönemi araştırmaktan geçiyor. Bize bırakmış onlarca eserinden biri olan “Nutuk” u en az bir defa okumaktan geçiyor. Esas olarak kimleri ve neyi düşman görüp, bir ömür neye karşı mücadele etmiş onu düşünmemiz gerekiyor. Öğretmenlere ve eğitime, bilime, dilimize, tarihe ve askeriyeye neden bu kadar önem vermiş onu düşünmemiz gerekiyor. Ondan hemen sonra gelen hemen herkesin ne yaptıklarını, ne amaçla kime hizmet ettiklerini, bir virüs gibi her yanı, yer yeri, her partiyi, hemen her başı kuşatan bu hizmetkar takımın hangi devrimlerin içini boşalttığını ve bu milleti nasıl uşaklığa sürüklediğini görmemiz gerekiyor. İşte Atatürk bence o zaman huzurla uyuyacaktır.

 
   Bedenler çürür, insanlar ölür… düşünce ve gayeler ilelebet yaşar ve yaşatılır. Yeter ki meşaleyi taşıyacak, o yolda yürüyecek yürekler yetişsin. İşte dostlar bu memlekete ve Gazi Paşa’ya borcumuzu ancak bu meşaleyi tutacak yüreğimiz, o yolda gidecek cesaretimiz olduğu zaman ödeyebiliriz belki.  


   Nereden türediği ve neye hizmet ettiği belli olmayan düşünce akımlarının gölgesinde birkaç kitap okuyarak ya da hiç okumadan kulaktan dolma bilgilerle koptuğumuz- koparıldığımız özümüz biz nefes alıyorsak hala dirilebilir. Ki mutlaka dirilmelidir! Aksi vahim ve felakettir. Bu memleketin içinden çıkmış, kıblesi belli olmayanlar elinde savrulan bu vatan ve millet ancak bizlerin kendimize gelmesiyle abad olacaktır.  


  Gıda terörüyle, göçmen istilasıyla, açlık ve sefaletle, uydurma hastalıklarla, televizyon ve internet ile bizleri küçülten ve yöneten, sömüren bu girdaptan çıkmak mümkündür. Öze dönüş tek çaredir. Gelenek ve göreneklere tutunmak bizleri var edecektir. İşte o zaman “..Toroslardaki çadırların tüten bacaları” bizlere güven sağlayacaktır. Üretmek ve ne yapıyorsak en iyisini en güzelini yapmak bizlerin temel görevi olmalıdır. Atatürk’ün gencine yakışan budur. İdamı göze alarak girdiği yolda yokluk içinde bir cennet yaratan o liderin evlatları çalışkan, dürüst ve özüne sahip çıkmak zorundadır. Nerede ve kim olursa olsun bu millete ihanet edenleri derdest etmek zorundadır. Güvenmek güzeldir fakat bizlerin yapması gereken güvenmek değil sorgulamaktır; Önce kendimizi sonra etrafı ve dünyayı. Esas güç bizlerde aynada baktığımız yüzlerdedir. Ve kim ne yapıyorsa birilerinin lütfuyla değil kendi emeği ile yapmalıdır. Aksi hizmetkarlığa ve uşaklığa girer. Bu yol ayrımında birey kendi tercihinin bedelini elbettir ki günü geldiğinde öder, ödeyecektir.  


   Zehirlendiğinde yarım bırakmak zorunda kaldığı ülkü ve gayeler bizleri beklemektedir. Misakı Misak-ı milliden sonra giriştiği Balkanlar bizleri beklemektedir. Türk Cumhuriyetleri bizleri beklemektedir. Memleketimizin insanlarının huzur ve refahı bizleri beklemektedir. Bu topraklarda yeşermek kolay değildir fakat bu topraklarda doğmak da her insana nasip olmayacak kadar kutsaldır.
   

Bakmayın üstümüzde bizleri öz yurdumuzda garip ve parya bırakmak istediklerine. Bizlerde ki kudret ve asalet evvelimizden, atalarımızdan ve Atatürk’ümüzden gelmektedir. Ey Türk gençliği Mustafa Kemal peşinden gidecek bu bayrağı göndere çekecek yiğitler beklemektedir. İşte o zaman ruhu şad ve huzurlu olacaktır. Sevgi, selam ve hürmetlerimle…
 
CEM ARMUTLU

YORUM EKLE

banner17