Ancak biraz geriye gidersek, demokratik sol hareketin kuruluş kıvılcımlarının 1960’lı yıllara dayandığını görürüz. 12 Eylül öncesi, “Tarihi CHP” nin artık kendisini yenilemesi gerekiyordu. Çünkü 12 Eylül öncesindeki CHP’de artık CHP ilkeleri değil, başka bazı sol ilkeler tartışılıyordu. 12 Eylül darbesi olmasaydı da Bülent Ecevit ortanın soluna yani gerçek adı demokratik sol harekete geçmeyi yeğliyordu. Bunu her defasında, her ortamda yüksek sesle haykırıyordu. 12 Eylül sonrasında, kapanan CHP’nin açılmasını hiç istemiyordu. “O artık tarihe mal olmuştur, tarih sayfalarında yerini almalıdır” diyordu. Ancak öyle olmadı; kapatılan, tarihe mal olan, o partinin mal varlığına konmak için, bazı gizli güçler tekrar kurdurdu. Peki kuruldu da ne oldu? Her geçen yıl tarihi CHP’nin tarih olan altı oku birer birer bükülerek, kırılarak bugünlere getirildi.
Düşünebiliyor musunuz, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulan, Cumhuriyetimizin siyasi simgesi olan o parti, bugün parlamentoda laikliğe karşı eylemler yapılırken, Cumhuriyetin omurgası kırılırken seyirci kalıyor, alkış tutuyor ve bugünlerde liderleri çok mutlu olduklarını açıklıyorlar.
Bugünkü bu CHP, Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe karşı eylemlerin odak noktası olduğu belirtilen AKP ile birlikte, parlamentonun da aynı tescili yemesi için el birliği ile çalışıyor. Bence bu parlamento artık Cumhuriyetin ve Atatürk’ün parlamentosu olmaktan çıkmıştır! Bu meclis laiklik karşıtı eylemlerin odak noktası olmak yönünde adım adım ilerlemektedir. Yazık hem de çok yazık!!! Bu nedenle bu parlamentoda bulunan dört siyasi parti de derhal, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Parlamentosunu terk etmelidir. Halkımıza düşen görev de bu yönde olmalıdır.
Bu nedenle, ülkemizde solun evrensel değerlerine sahip çıkan Demokratik Sol Parti, kuruluşunun 28. yılında yeniden harekete geçmelidir. Çünkü DSP Türkiye’de ve dünyada halkça paylaşımdan yanadır. Demokratik Sol Parti evrenseldir. Ülkemizde Demokratik Sol ideolojiye çok ihtiyaç vardır. DSP emekten yanadır. Günümüzde işçiler ve çalışanlar üzerindeki 12 Eylül 1980 faşizmi hala devam etmektedir. Demokratik Sol Parti artık bu zincirleri kırmak için çalışan emekçi, işçi, köylü, emekli, yurtsever her kesimle ittifak yaparak omuz omuza sokaklarda, fabrikalarda, maden ocaklarında, tarlalarda yürümelidir. Çünkü Demokratik Sol Parti milliyetçi ve ulusalcı bir partidir. Misak-ı Milli sınırlarını korur. Anti-emperyalisttir.
Biz Demokratik Solcular, demokrasiyi sokakta bulmadık, sokakta da bırakmayacağız! Bu nedenle Demokratik Sol Parti yurtsever aydınlarımızla Ankara’nın bodrum katları ile Zonguldak’ın maden ocaklarında maden işçileri önderleriyle kurulmuş, halkçı, devrimci ve evrensel bir partidir.
İyi ki varsın DSP, 28. doğum günün kutlu olsun.
Yaşasın Demokratik Sol.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.
Saygılarımla,
Baki Can
