30 bin lira tazminat davası bizi yıldırmaz. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!

Kartal Belediye Başkanı sayın Öz Kendisi hakkında yayınlamış olduğumuz “Hurdacılar
Kooperatifinde yolsuzluk incelemesi!”
haberlerimizden dolayı bizi mahkemeye vermiş ve 30
bin lira tazminat davası açmış bulunuyor. Olabilir, kanuni hakkını kullanmayı tercih etmiştir.
Ne diyelim, keyfi bilir.

Ulusal bir gazetede çıkan Altınok Öz'e yolsuzluk incelemesi!" başlıklı haberden yola çıkarak
araştırmalar yapmıştık. Sözü geçen yolsuzluk incelemesi haberi, Altınok Öz'ün Marmara
Hurdacılar Kooperatifi başkanı olduğu dönemi içermektedir. Kooperatif karar alarak yeminli
mali müşavire para verip kooperatifi inceletmiş ve sahte faturalardan tutunda bir çok ciddi
konular iddia edilmekteydi. Böyle belgeli bir haberi yapmamak bizce hainlik demekti ve
gerekeni yaptık. Edindiğimiz bilgilere göre de inceleme halen devam etmektedir.

Bu günlere geleceğimizi bende, sayın Öz’de iyi tahmin ediyorduk ve olanlar oldu.

Bilmeyenler varsa bugünlere nasıl geldiğimizi bir anlatayım. Belediye başkanımız basın
arasında ayrımcılık yapan, belediye adına verdiği reklamlarda kimine bire 3, kimine ise 3 ün
birini veren bir mizacı var. Hangi gazetenin ne kadar aldığına dair 2 yıl önce belgeyi
belediye başkanının önüne koymuş ve adil olmasını talep etmiştik, olmadı. Başkanımız
Gazetecilerin yazdığı yazıları, eleştirileri beğenmezse reklamları kesip, “kervan yürüyor”
diyecek kadar da beyefendi birisidir.

Başkan Öz, yedi ay önce bir gazeteye verdiği röportajda “Kendi paramla kendime düşman
kazandım. Basınla aramızın düzelmesi basın müdürü kanalıyla olmaz. Basın; yaptığı
yanlışları, ‘evet biz yanlış yaptık’ dediği takdirde onlarla aram düzelir. Yanlış yaptıklarını
çıkıp açıkça yazılı ve sözlü ilan edecekler. Aksi takdirde basınla bir araya gelmem imkânsız.
Evet, biz kendi yanlışımızla bu noktaya geldik. Bundan sonra bu yanlışları yapmayacağız.
Belediye ve belediye başkanı ile sorun yaşamayacağız” Demişti.

Şu cümlelerin asaletine bakarmısınız!

Başkan açıklamalarında resmen “Özür dileyin ve bunu köşenizden yazın diyor. Yani adeta
kaleminizi getirip bana teslim edip elimi öperseniz size kendi paramdan! reklam verebilirim”
demiş gibi bir mana çıkmıştır. Hangi onurlu gazeteci kalemini götürüp reklam karşılığı yerel
idareciye verir ki! 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir konuşmasında Türkiye'de basın özgürlüğünün
olmadığını öne sürerek, ''Basın özgür olduğu sürece muhalefeti de iktidarı da eleştirecektir.
Buna saygı duyacağız. Ama muhalefete her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz, iktidar
eleştirilemez. Bunun adına ileri demokrasi denilirse bu doğru değil'' demişti. Sayın genel
başkanın emrindeki belediye başkanının basınla diyaloğundan haberinin olmadığı kesin.
Gerçi ona da kim haber verecek ki.

Şimdi iş artık yargıdadır. Biz savunmamızı hazırladık, avukatımız gerekeni yapmaktadır.

Diliyorum ki Allah belgeleriyle, delilleriyle ve yönetici açıklamasıyla yaptığımız haberde
geçen incelemeyi sonuçlandırır da suçlu varsa cezasını bu dünyada çeker. Eğer ki ben
suçluysam ve sayın Öz’e zulüm yaptıysam benim de cezamı dünyadayken verir ve sayın Öz
30 bin lirasına kavuşur.

Başkanın bir yıldır yazılarını beğenmediği gazetelere reklam vermeyi kesmesi, dava açması
değişik çevrelerde "basın güçsüz bırakılarak susturulmaya, baskı altına alınmaya ve
bitirilmeye çalışılıyor!"
diye değerlendirilmiştir.

Şu iyi bilinmeli ki, gazeteyi çıkarmamızın bir nedeni vardır.

Birilerinin de dediği gibi "değirmenlere karşı donkişotluk yapıyor" gibi görünmemizin de bir maksadı vardır. İyiliğe güzelliğe vesile olup hızlandırmak, yanlışı ve kötülüğü eleştirerek karşı çıkmak, fren
olmaktır. Yer yüzünde adalet tecelli eder mi? Ne kadar tecelli eder bilinmez ama, Mahşer günü İlahi adalet terazisinin şaşmayacağından zerre kadar şüphemiz yoktur.

Bizi bu şekilde yıldıracağını bitireceğini umanlar, günü geldiğinde nasıl bir yanılgı içinde
olduklarını göreceklerdir.

Son söz olarak "Hodri meydan! Kalemimi teslim etmeyeceğim! Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!" diyorum...
YORUM EKLE

banner17