Haşa huzurdan “eşek” prof!

Bayburt Bayburt olalı böyle konferans görmedi!

Haşa huzurdan “eşek” prof!
Asım Yenihaber son yazısında çok ilginç tespitte bulundu.


İşte o yazı;


Malûm üniversitelerde öğrenci kulüpleri var. Bunlar zaman zaman konferanslar düzenliyorlar. Bayburt’ta da öyle olmuş. Prof. Yasin Aktay onca işinin arasında Bayburt’a gitmiş, Mısır ve Suriye olayları bağlamında dış siyaseti konuşmuş. Bu arada ırkçı olduğu anlaşılan bir çocuk soru sormuş. Ona göre Türkiye’nin 55 milyonu Türk’müş. Geri kalanı ne olursa olsun!


Yasin hoca -haklı olarak- bu ırk üzerinden Türk tarifine karşı çıkmış.


Aslında bu “türkçü” gencin şunu söyleyen kürtçüden farkı yok: Türkiye’nin 55 milyonu Kürt!


Doğrusunu söyleyelim: Ne Türklerin, ne Kürtlerin ve ne de başka ırklardan olanların doğru sayısını tesbit etmek mümkün değildir. Neye göre yapacaksanız bu tesbiti?
Fizikî görünüşe göre mi? Kafatasına göre mi? Yoksa kanlarına bakarak mı?
Hepsi de çıkmaz sokak!



Türkiye’de Türk denilince, fizik, kan, kemik anlaşılmaz. Dil, kültür, davranış, yaşayış itibarıyla büyük benzerlik taşıyan koskoca bir kütle anlaşılır. Bu anlamda bütün Türkiye ahalisine “Türk” diyebilirsiniz. Bunların içinde etnik Türklerin ne oranda olduğunu aramak beyhudedir. Zaten hiç bir devlet de bunu yapmaz.


Bayburt’ta konuşulanların yansıması acayip oldu. “Yasin hoca Türk’ü inkâr ediyor”a dönüştü.



Yok böyle bir şey!


Bu yansıma üzerine ahkâm kesen bir prof. da “Osmanlı Türke eşek derdi” demesin mi! Haşa sümme haşa!


Bu prof.un sahasını araştırdım. İnkılâp tarihçisi imiş. Yekten söyleyelim: Ekseriya kabiliyetsiz akademisyenler inkılâp tarihçisi olur!


Öyle olmasa, o inkılâp tarihi masallarına inanılır mı?


Türk kavramı bugün ortaya çıkmış değil. Türk kavmi de öyle. Binlerce yıllık tarih var. Fakat bu binlerce yıl içinde Türk için etnik tanımlamadan çok kültürel tanımlama esastır.


Peki Osmanlı Türk’e ne derdi?


Öyle uzun boylu araştırmadan bir sözlüğe müracaat etse idi bu prof. fikir sahibi olurdu. (Meşhur bir araştırmaya göre, profların büyük bölümü kitap okumuyormuş!)
Türk’ün bildiğimiz anlamı dışındaki anlamları için mesela, Doğan Büyük Türkçe sözlükteki tanımlamalara bakabilirdi.


Eski metinlerde Türk “müslüman” karşılığı kullanılır, Osmanlı karşılığı kullanılır. Yani Türk eşittir müslüman, Türk eşittir Osmanlı… Bu şekilde kullananlar sadece Türkler değildir. Doğuda ve batıda böyle güçlü bir algı vardır. Bakın meşhur Gaspıralı İsmail ne diyor: “Batum ve civarının islâmları, Gürcü kavmindendir. Bunlara “Türk” dedikleri İslâm olduklarına işarettir.”


Türk Mevlana’da, Hafız’da “güzel” anlamına gelir. İlk divan şairlerimizden Ahmedî ise “yiğit, mert, kuvvetli” anlamında kullanılır Türk kelimesini: “Gamzen ne Türkdür ki çü kads-ı keman eder/Okun gören kaza oku diyü güman eder.”
Türk’ün “câhil, bilgisiz, görgüsüz, kaba” anlamında kullanıldığını da görürüz. Buradaki Türk “köylü” anlamına gelir. O köylü etnik olarak ne olursa olsun. İşte örneği: Şehrin hoppası var, Türkten beterdir (Rahmi Baba)


Bu Prof. Türkocağı adına konuşmuş. Fakat, Antalya Büyükşehir Belediyesi programı düzenlemiş. Kimin eli kimin cebinde. Biz Türkocağını ciddi bir kurum olarak bilirdik.
Konu: “olmazsa olmazdık!” Konuşmanın özü şu: “Türk kavramını Atatürk’e borçluyuz!” Eğer Türkocağı “olmasaydı olmazdık” diyorsa, koskoca Türk tarihini inkâr ediyor demektir.


Onlara bir tek soru soracağım: Alparslan olmasaydı, olabilir miydik?


Sakın cevabını o malûm prof’dan istemeyin!
Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2013, 21:48

Aytekin Yaşar

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17