Oğuz Kaan Salıcı "Gelecek Yerel Seçimde İstanbul'u Alacağım."

Kemal Kılıçdaroğlu ile...

Oğuz Kaan Salıcı

Kemal Kılıçdaroğlu ile bir değişim sürecine giren CHP’de en fazla hareketlilik İstanbul’da yaşanıyor. 15 ayda beş il başkanı gören İstanbul’da CHP’nin yeni yüzü ise, SODEV’le sosyal demokrasinin mutfağında pişmiş, sokak siyasetiyle pratiğini yaşamış, iddialı duruşuyla dikkat çeken Oğuz Kaan Salıcı (39) oldu. Daha önce iki il başkanının yönetim kadrosunda çalışmış Salıcı kendisini ve 2014’teki İstanbul hedefini anlattı.

Siyasete bulaşmayın denilen 1980 sonrası kuşaktanım. 12 Eylül’e tanık olan ailem, siyasetle ilgilenmemi istemedi. Aslında anne ve baba tarafından CHP’li bir aileden geliyorum. Gaziantep doğumluyum, memur ailesiyiz. 1980’den önce ve sonra Türkiye’yi gezen bir memur ailesi. İlkokulu Adıyaman’da, Anadolu lisesini Eskişehir’de okudum.

Siyasete ilgim, dünyayı anlamaya başlamamla ilgili. Gördüğüm dünyadan mutlu olmadım. Ermenistan-Azerbaycan arasındaki savaş nedeniyle Karabağ’dan Azerbaycan’a göç vardı. Bu durumu protesto ettik. Gösterimiz, Hürriyet gazetesinde haber oldu.

Lisede, dershanede, Boğaziçi’nde hep bursluydum. Hayatım boyunca halktan toplanan vergiyle okudum. Topluma borcumun karşılığı olarak siyaset yapmak istiyorum.

Boğaziçi Üniversitesi’nde Demokrasi İçin Gençlik Platformu’nu kurduk. İki yıl sonra Sosyal Demokrat Üniversiteliler Platformu’nu kurduk. SHP o dönemde koalisyon hükümetinin ortağıydı, partiye gider gelirdik. SHP iki makale yarışması açtı, birinde birinci, diğerinde ikinci oldum. Birinci olduğum makalemin konusu, ‘Gelecekte Sosyal Demokrasi ve Sol Hareketler’di.

3 D HAREKETİ

Üniversite son sınıfta SODEV’in kuruluş çalışmaları başlamıştı, zamanın SHP yöneticisi Ercan Karakaş beni davet etti. Vakfın en genç kurucusuydum, yönetime de girdim.
Okuldan sonra bir şirketin dış ticaret departmanında Kazakistan temsilcisi oldum. Bir yıl sonra bir yabancı firmanın Türkiye’deki dış ticaret müdürüydüm. Sonra kendi işimi yaptım. Ayakkabı ve tekstil sanayiinde bir firmaya ortak oldum. 2005’te siyaset yapmak için işimden ayrıldım. 2006’da ‘3D Hareketi’ni kurduk: Demokrasi, değişim, dayanışma. Sonra ‘10 Aralık Hareketi’nin kurucuları arasındaydım.
Kılıçdaroğlu ’nun gelmesiyle CHP’de başlayan değişim süreci başarıya ulaşırsa, sandıktan sosyal demokrat bir iktidarın çıkması mümkün. CHP’ye kimse davet etmedi beni, bir yıl önce kendim gidip üye oldum partiye. Tepe noktaya geleyim düşüncesiyle değil, katkı sunmak için geldim CHP’ye.
İl başkanlığına atanma gerekçemi Kemal Bey’in sözleriyle yanıtlayayım: “İstanbul il başkanlığına birçok değerli arkadaş talip oldu. Fakat bu arkadaşımız üzerinde karar kıldık. Onu desteklemenizi istiyorum.”

ŞİFREMİZ: 20-2000-200000

Siyasetçilerin hedef koymadan siyaset yapamayacağını, yapsa bile inandırıcı olmayacağını düşünüyorum. Genel başkana dedim ki; hedefim İstanbul Büyükşehir’i almak. Çünkü İstanbul’u alırsak, 2015’te de genel seçimi alırız. Büyükşehir 17 yıldan beri AKP tarafından yönetiliyor. O günün 8-10 yaşındaki çocukları, AKP’nin kötü belediyecilik anlayışıyla büyüdü.
Bunun için ilk önce CHP örgütlerinin motive edilmeye ihtiyacı var. Bunun için örgütlerde çalışmış, örgütleri iyi bilen insanlara ve iktidarla mücadele için de uzmanlara ihtiyacımız var. CHP ile ilgili hak etmediğimiz bazı algılar var, bunların büyük kısmı önyargı ve iktidar kaynaklı. Seçmenler önyargılı olabilir, bunu düzeltmek bizim görevimiz.
Bu yolda bir de şifre belirledik: 20, 2.000 ve 200.000. 20, bir başkan ve il yönetim kurulu üyelerinin sayısı. İlçe yöneticileri, meclis üyeleri, aktif üyelerle 2 bin kişi sahada çalışacak.İstanbul ilindeki üye sayımız ise 200 bini aşıyor, hepsini mobilize edeceğiz.
Türkiye’nin her köşesinden insanların İstanbul’la bağı var. Onların İstanbul’daki bağlantılarını, buradaki akrabalarını, dostlarını ikna ettiğiniz zaman, o bölgedeki insanlara da ulaşmış olacağız. İstanbul’u kaybetme ihtimalini düşünmüyorum bile. Böyle bir durumda istifamı veririm.

Trafiğin faturasını kimseye kesemezler

İstanbul’un öncelikli sorunlarından biri trafik. Mevcut yönetim 17 yıldır bu işin başında, ama İstanbullular hâlâ trafikte çile çekiyor. Bunun faturasını kimseye kesemezler. İkincisi, İstanbul’da yıllardır yaşayıp Taksim’i, denizi görmeyen insanlar var. Bu şehirdeki 15 milyon birbirinden kopuk yaşıyor. Bu insanların kaynaşması, kentlileşmesi, kent kültürüne sahip olması, uyum içinde yaşanan bir toplum ortaya çıkması lazım.

AMIN MAALOUF HAYRANIYIM

Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf’u severim. Kitaplarının geçtiği coğrafyalarda bulundum. ‘Semerkant’ı okurken, kendinizi orada hissedebiliyorsunuz. Bunun biliyorum, çünkü Semerkant’ta bulundum. Yeni kuşak Türk yönetmenlerinin filmlerini de zevkle izliyorum. Hollywood’u da tabii izliyorum. Zaten siz takip etmeseniz bile o sizi takip ediyor. Ali DAĞLAR / Hürriyet Gazetesi

Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2011, 04:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17