Seçime doğru!

01 Kasım Pazar günü Türkiye yeni bir seçim için  sandık başına gidiyor.

07 Haziran 2015 Pazar günü yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde oyunu kullanan vatandaşlar, oyların bölünme endişesi ile yaratılan algıyla Parlamento dışındaki Partileri yok sayma pahasına oylarını 4 partide toplayarak, büyük umutlarla 550 Milletvekilini TBMM‘ine gönderdi. Ancak yasaların ön gördüğü sürede tek başına hükümetin kurulamaması yanısıra, bu partiler arasında bir Koalisyon Hükümeti kurulamaması nedeniyle  Pazar günü vatandaşlardan yeniden oy istenecek. Seçim sonuçları için herkes kendine göre bir tahmin yürütürken, anketler ise tahmini oy oranlarını açıklayarak seçmeni yönlendirmeye devam ediyorlar. Özellikle bu 4 parti’nin gözü seçime katılım oranı ile kararsız seçmenin alacağı tavırda.

 

İnşallah oylar umut edildiği gibi tek partide toplanarak tek parti iktidarının yolunu açar  ve bir an önce gittikçe büyüyen ve açmaza doğru giden sorunlar ortadan kaldırılır. Ya yine aynı tabloya yakın sonuç çıkarda Hükümet kurulması mümkün olamazsa ne olacak? Daha da kötüsü yine kısır döngüler içerisinde bir Koalisyon kurulması becerilemezse azınlık hükümetimi olacak? yoksa bir kere daha halkımız seçim için oy sandıkları başına mı gidecek? Dış güçlerin Ortadoğu'da yarattığı kaotik ortam ve  gittikçe daralarak sınırlarına dayanan ateş çemberinden kendini korumaya çalışan İslam âleminin laik ve Demokratik ülkesi Türkiye ne yapıyor? Bu yıl ikinci defa hem de birincinin üzerinden daha 6 ay bile geçmeden seçime gitmek zorunda kalıyor. Halbuki barajsız ,eşit ve adaletli bir seçim sistemiyle koalisyon düğümünü çözebilecek 5.bir parti daha  Parlamentoya girebilirdi. Medya, Siyaset ve Ticaret üçgeni içerisinde sıkışan, hazine yardımından yoksun bir şekilde dışarıda bırakılan, hatta içlerinde iktidar olup yakın geçmişte Ülke yararına  önemli kararlara imza atan deneyimli  bazı partilerinde bulunduğu  siyasi kesim  açısından haksızlık yaratan oy bölünme algısı yaratılmasaydı,   bu gün başta ekonomik, güvenlik, artan terör gibi sorunların üstesinden  gelebilecek , kararlı ve parlamentonun büyük oranda desteğini arkasına alan   kuvvetli bir Koalisyon Hükümeti kurulabilirdi.

 

Türkiye'de kaçınılmaya çalışılan Koalisyon Hükümetleri aslında kalkınmış ülkelerde  demokrasilerinin ne denli gelişmiş olduklarının göstergesidir. Dünyada koalisyonlarla başarılı şekilde idare edilen birçok ülke vardır. Zaten Milli İrade sadece   tek başına oy sandığından çıkan oy sayısı olmayıp , aynı zamanda bir ülkü birliği içerisinde, Ülkenin milli menfaatleri üzerinde  anlaşmak değil midir?

Demokratik ülkelerde güç koşulların olduğu dönemlerde tek başına hükümet etmenin zorluk ve sorumluluğu oldukça fazladır. Sorunların üstesinden gelme becerisi gösterildiğinde başarılı olmuş sayılır. Eğer hatalar yapılırsa sonuçlarına tüm ülke katlanmak zorunda kalmaktadır. Türkiye'de koalisyon ile teşkil edilen hükümetlerin ne denli yararlı işler yaparak yakın geçmişte Ülkenin ekonomik yıkımını sonlandıran ve terörü bitiren cesur kararlara imza attıkları unutulmamalıdır.

 

Siyasi partiler yine bu seçimde de vatandaşın duygusal ve ekonomik beklentilerini karşılamak adına adeta bir vaat yarışına girmişlerdir. Her ne hikmetse bu vaatlerin sadece seçim zamanlarında ortaya çıkması, seçim bittikten sonra ise vaat edilenlerin büyük kısmının unutulduğunu veya önemli bir kısmının başka bir seçime kadar rafa kaldırıldığına şahit olmaktayız. İster tek parti iktidarı, ister koalisyon hükümetleri olsun sorunları günlük vaatler ile geçiştirmek yerine, halkın ihtiyaç ve beklentilerine cevap olabilecek, gerçek ve köklü değişimlere imza atabilecek hükümet kadrolarının oluşması umuduyla vatandaşlarımızın sağduyulu, huzurlu ve güvenli bir seçim yaşamalarını dilerim.

 

Saygılarımla
Mehmet  Ahi

DSP İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı  
YORUM EKLE

banner17