Ülkemiz 16 Nisan’da tarihi bir referanduma gidecek. Her kes vatandaşlık görevini yapıp, hür iradesini sandığa yansıtacak.

Darbe ayarlı anayasalar!

Türkiye Cumhuriyeti Kuruluşu ve ilanından sonra ki Anayasaları incelediğimizde Türkiye’nin neden çok Demokratik olarak geliştiğini! Anlayabiliyoruz. 1924 Anayasası, 1961 yılına kadar yürürlükte kaldı. 27 Mayıs 1960 tarihinde, Millî Birlik Komitesi adında bir grup subay yönetime el koydu. Yeni bir anayasa yapılması için Kurucu Meclis kurularak, yeni anayasa bu meclise hazırlatıldı. 9 Temmuz 1961 tarihinde halkoylaması yapıldı ve oylama sonucunda % 61.5 ile 1961 Anayasası kabul edildi. Türkiye'de 1960’ların sonlarına doğru siyasal şiddet olaylarının artması ve bunların engellenememesi sonucu 12 Mart 1971 tarihinde Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, dönemin başbakanı Demirel’i istifaya zorladılar. Demirel'in istifa etmesiyle ordu desteğinde bir “partiler üstü” hükûmet kuruldu ve Anayasa'da değişiklik yapıldı. 12 Mart muhtırasının beklenen sonuçları vermemesinden dolayı 12 Eylül 1980 yılında ordu yönetime el koydu. 29 Haziran 1981'de çıkarılan kanunla bir anayasa yapmak için "Kurucu Meclis" oluşturuldu. Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisinden oluşan bu meclis, hazırladığı Anayasa'yı 7 Kasım 1982 yılında halkoyuna sundu. % 91.37 ile anayasa kabul edildi ve yayımlandı.

EVET! HAYIR!

Hatırlarsanız yıllar önce Erkan Yolaç vardı. Televizyonlarda hafta sonu programlarında Evet, Hayır yarışması düzenlerdi. Ne derdi Yolaç? “Katiyen o iki kelimeyi (Evet! Hayır!) kullanmayacaksınız. Başınızı emme basma tulumba gibi öne arkaya sallamayacaksınız. Mehter marşıyla geleceksiniz, İzmir marşıyla gideceksiniz!” derdi. Bu gün ise siyasi partiler yarışıyor ve seçmenlere Evet! Hayır dedirtmeye çalışıyorlar. Söylemlerinde ise kendileri gibi düşünmediğiniz takdirde ülkemiz için iyi olmayacağını adeta ima ediyorlar.

NEVET! NAYIR!

Her kes birbirine “sen sandıkta ne oy kullanacaksın?” diye soru sorup fikrini öğrenmeye ve ikna etmeye çalışıyorlar. Bu günlerde en çok dikkat edilen şey ise seçmenlerin kararsızlığıdır. Hani 70 li yıllarda Yeşilçam filmlerinde “Nevet! Nayır! Nolamaz!” diye konuşuyorlardı ya, şimdi ki kararsız vatandaşlar da Ne evet, ne de hayır diyor. Yarım ağızla kararsız olduklarını belli ediyorlar. Neden kararsızlar? Çünkü yönetenlerin çelişkili ve kutuplaştırıcı söylemleri. Bir yanda oyunuzu şöyle verirseniz hainlerle aynı safta olacaksınız diyenler, öte yandan oyunuzu şöyle verirseniz Cumhuriyet elden gider Irak gibi dağılırız söylemlerinde olanlar.

Keşke % 90 ların desteğiyle referanduma gidilseydi.

Evet keşke demeyi sevmem ama, bu gün referanduma gidilirken görünen tablo hoşuma gitmiyor. Bu yüzden diyorum ki; Keşke 82 Anayasasında olduğu gibi halkın destek oylarının % 90 ları geçtiği bir zemin oluşturulup referanduma gidilseydi. Tabii Darbesiz ve askeri müdehalesiz olarak. Görünen o ki, en doğrusunu halkımız sandıkta verecek.

Sağlıcakla kalınız…

- - - -