Anadolu Gerçek Gazetesi'nden Bülent Çimen çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı!
İşte o Yazısı ;
Uzun yıllar boyunca sağ partilerin iktidarında kalan ve 2009 yılında nihayet sol bir iktidara kavuşan Anadolu Yakasının en bahtsız ilçesi olan Kartal, çevresinde kendisinden ayrılmış ama modern kent hüviyetine bürünmüş ilçeler ile de komşuluk yapmaktadır.
İşte o Yazısı ;
Uzun yıllar boyunca sağ partilerin iktidarında kalan ve 2009 yılında nihayet sol bir iktidara kavuşan Anadolu Yakasının en bahtsız ilçesi olan Kartal, çevresinde kendisinden ayrılmış ama modern kent hüviyetine bürünmüş ilçeler ile de komşuluk yapmaktadır.
CHP’nin İlçe de Belediyeyi kazanması Kartallılar için yepyeni bir umut olmuş, insanlar yaşadıkları ilçenin uçuşa geçeceğini düşünmüşlerdi.
Ancak 2009-2014 arasında ilk dönemde birazcık kımıldanan Kartal bir türlü uçuşa geçememiş ve tıpkı yuvadan atılmış yavru Kartal misali çırpınmış ne yazık ki bunu ikinci döneme taşıyamamış bununla da hayal kırıklığına yol açmıştır.
Evet Kartal’da yaşıyoruz. Ama sorunlarımız neredeyse bitmiyor hatta sanki artıyor.
İnsanları seven ve gerçekten saygıdeğer bir Başkana sahip olan Kartal artılarını değil, eksi notlarını yükseltmeye devam ediyor.
Yahu, ne zaman bir şey soracak olsak Büyükşehir-Küçükşehir tartışmasına neden oluyoruz. Sel basıyor her yeri, sorumluluğu kimseler üstlenmiyor. İnsanları Köpekler ısırıyor yine aynı tartışmaya giriyoruz. ‘Sorumlu biz değiliz’ türküsü okunmaya başlanıyor. Sokaklar, caddeler kazılıyor öylece bırakılıyor. Asfaltlama işi bu defa da br başka sorun oluyor. İnsanlar çukurlarla boğuşup toz ile çamur ile uğraştırılıyor. Trafiğe kapalı alanda egsozları bağıran sahipleri belirsiz arabalar, motosikletler fink atıyor. İnsandan çok araç trafiği yaşanıyor. Sanırsın özel bir pist. Çay bahçeleri önündeki yer döşemeleri tıpkı birer mayın gibi en küçük yağışta dahi su dolunca yayaların üstünü başını berbat ediyor. İnsanlar korkudan “slow motion” yürümek zorunda kalıyor.
Kültür etkinlikleri yapılıyor ancak hep birer fiyasko ile sonuçlanıyor. Uluslararası turnuvalar yapılıyor bir tane tercüman görevlendirilmiyor. İstiklal Marşı okunurken cihazlar arıza yapıyor ve susuyor. Sunuculuk spor adamlarına verilince de adam salonda hem dolaşıyor, hemde hep yanlış anonslar yapıyor. Yabancı konuklar hayretler içerisinde olan biteni seyrediyor. Sunuculuk yapanı, takip eden insanların başı dönüyor. Ödüller karıştırılıyor, birincinin ödülü sonuncuya, sonuncununki birinciye veriliyor. Toptan kaçan futbolcu gibi herkes hakemin arkasına saklanıyor. Hiç kimse öne çıkmak istemiyor gibi. Başkan bir yere geliyorsa orada kalabalık oluyor, Başkan olmayınca hiçbir yetkili kendi personellerinin oynadığı tiyatro oyununa bile teşrif etmiyorlar. Güzelim etkinliklerin tanıtımı doğru dürüst yapılmadığı için 150-200 kişinin ancak izlediği gösterilere dönüyor ve heder ediliyor. Kartal Belediyesi basın bültenleri harika metinler olmaktan çıkıp, birbirine benzeyen birer paragraf ile baştan savma yazılır olmuş. Zabıtalar engelli bir vatandaşı dövüyor. Kimseler görmüyor, duymuyor. Meclisinden kararlar bir şekilde geçemiyor. Neler olduğunu kimseler anlayamıyor. Görevini tam anlamıyla yapan 3-5 kişi dışında ortalarda kimseler görünmüyor.
Kültür etkinlikleri yapılıyor ancak hep birer fiyasko ile sonuçlanıyor. Uluslararası turnuvalar yapılıyor bir tane tercüman görevlendirilmiyor. İstiklal Marşı okunurken cihazlar arıza yapıyor ve susuyor. Sunuculuk spor adamlarına verilince de adam salonda hem dolaşıyor, hemde hep yanlış anonslar yapıyor. Yabancı konuklar hayretler içerisinde olan biteni seyrediyor. Sunuculuk yapanı, takip eden insanların başı dönüyor. Ödüller karıştırılıyor, birincinin ödülü sonuncuya, sonuncununki birinciye veriliyor. Toptan kaçan futbolcu gibi herkes hakemin arkasına saklanıyor. Hiç kimse öne çıkmak istemiyor gibi. Başkan bir yere geliyorsa orada kalabalık oluyor, Başkan olmayınca hiçbir yetkili kendi personellerinin oynadığı tiyatro oyununa bile teşrif etmiyorlar. Güzelim etkinliklerin tanıtımı doğru dürüst yapılmadığı için 150-200 kişinin ancak izlediği gösterilere dönüyor ve heder ediliyor. Kartal Belediyesi basın bültenleri harika metinler olmaktan çıkıp, birbirine benzeyen birer paragraf ile baştan savma yazılır olmuş. Zabıtalar engelli bir vatandaşı dövüyor. Kimseler görmüyor, duymuyor. Meclisinden kararlar bir şekilde geçemiyor. Neler olduğunu kimseler anlayamıyor. Görevini tam anlamıyla yapan 3-5 kişi dışında ortalarda kimseler görünmüyor.
Sanki Kartal’da bir rehavet, bir yılgınlık, bir yorulmuşluk var. Sanki kimse görevini düzgün yapmıyor. Sanki bir gevşeklik var. Acaba kendisi de bir cerrah olan Başkanımız ne zaman bu tür eksiklikleri görüp de neşteri vuracak?
Şimdi soru şu:
Kartal nereye koşuyor?
kaynak ; anadolugercek.com
Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2015, 16:03
kaynak ; anadolugercek.com
kartalı bitiren altınok öz dür başka sorun yok