Evli ve 2 çocuk babasıydı.
Kartal'da büyümüş ve Kartal'a vefa borcunu ödemek için hizmet etmek istiyordu.
Mesleğinde zirvede idi. Ağrısı olanların sıraya girdiği "çare doktor!" dediği bir hekimdi.
Aylar önceden yola çıktı. Partisinin bayrağını aldı eline.
Çalmadık kapı, sıkılmadık el bırakmadı.
Emek harcadı, para harcadı, zaman harcadı.
Kartal için endişeleri vardı. Kartal'ın gidişatı gidişat değildi.
Betonlaşma almış başını gidiyordu.
O ise plajları olan, yeşili olan, arabalı vapuru olan Kartal'ı özlüyordu.
Umudunu bağladı, hayallerini erteledi, çabaladı.
Haber geldi "Aday sensin! Çalışabilirsin" denildi.
Beklediği haber gelmişti. O, ve sevenleri sevindiler.
Bazı eller ve hizmetkarları yollara döküldüler.
Ankara'nın yollarını aşındırdılar.
Ne olduysa, ne pazarlıklar yapıldıysa gece yarısı yapıldı!
Kara haber gece yarısı geldi kendisine.
"Aday başkası oldu" diye. O buna üzüldü elbet.
O'nu asıl üzen ise başka acı haber ve iddialar di.
Gelen iddialar ise, mezhebinden dolayı değiştirildiği yönünde idi.
İşte bu en çok derinden yaraladı Hüsnü Süslü'yü.
16 yıllık eşi bile sünni iken, ACI SÖZ çok ağır geldi kendisine.
"Yiğidi kılıç kesmez, bir acı söz öldürür!" atasözü Kartal'da tekerrür etti.
Gözler şimdi ANKARA'da!
Gözler şimdi aynı mezhepten olan Genel başkan'da!
Gözler şimdi, saatte ve zamanda.
CHP bir gece ansızın başka bir değişiklik yaparmı diye.
Gecenin sessizliğinde ise bir ses yankılanır karanlıkta. TİK, TAK! TİK, TAK!..
Güncelleme Tarihi: 11 Şubat 2014, 00:39
