Gülseren Böyüktaş ''Türkiye’nin ve Türk halkının en iyi şekilde yaşama hakkını hayata geçirmeyi savunmak için aday oldum''

Gülseren Böyüktaş CHP Kartal İlçe Başkanlığında partililerine konuştu.

Gülseren Böyüktaş ''Türkiye’nin ve Türk halkının en iyi şekilde yaşama hakkını hayata geçirmeyi savunmak için aday oldum''
banner46
Partililerin ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği konuşmada Gülseren Böyüktaş;

Ülkemizde anti emperyalist anti faşist mücadele veren tüm devrim şehitlerini ve dün kaybettiğimiz Türk edebiyatının ulu çınarı ve diğer şehirlerimiz adına hepiniz 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.


Anıları mücadelemize ışık tutsun.


Genel başkanım bu büyük insan için söylediği sözleri sizlerle paylaşıyorum.
Öyle kayıplar vardırki, Kardeşlik üzülür,Demokrasi yas tutar
Anavarza  kayalıklarındaki Kartalllardan çığlıklar yükselir,
Birliğin ulu çınarı gölgesini büyütür. Söz Biter.. Toprağı Türkiye olsun.

Saygıyla ulu çınar .
  
CHP, Ulusal kurtuluş mücadelesinin küllerinden doğan ve dünya siyaset tarihinde özgün bir kuruluş süreci olan, bağımsızlık savaşımızın cephesinde kurulmuş, tek siyasi partidir. CHP, devrimlerin sahibi ve uygulayıcısıdır. Partimiz, bağımsızlığımızın, milli birliğimizin, ulusal kimliğimizin teminatıdır. 

AKP ülkenin ve milletin geleceğini kendi çıkarlarları uğruna karartmıştır. AKP iktidarı halkın verdiği oylara ihanet etmiştir. Yoksulluğu ve yolsuzluğu önleyeceğiz diyen AKP, milletin ekmeğiyle, geleceğiyle oynamaktadır. İşçi, köylü, emekçi, esnaf perişan ve yarının çocuklarının geleceğinden kaygılıdır. İşsizlik sosyal bir patlama olmuş, vatandaşımız geçim sıkıntısından maalesef beslenme çaresizliğine düşmüş, büyük bir çoğunluk ta utana sıkıla da olsa aşevlerinde karınlarını doyurmak zorunda kalmışlardır. Vatandaşımız çocuklarına bakamaz olmuş, anne babalar evlatlarını çocuk esirgeme yurtlarına bırakır hale düşmüşlerdir. Bu acı tablo ortadayken halen birileri kalkmış “Hamdolsun Kriz Bizi Teğet Geçti”  diyebilmiştir. Halkı perişan eden bu piyasacı zihniyet sayesinde vatandaş pazara çıkamaz olmuştur.

Bütçe açığını kapamak üzere A’dan Z’ye her şeye ardı ardına bindirilen zamlarla yurttaşlarımıza adeta “Yaşama Öl” denilmektedir. Vatandaşlar hastane kapılarından muayene olamadan dönmek zorunda kalmakta, sağlık sistemi artık “Paran Varsa Yaşarsın” mantığıyla işletilmektedir. Gençlerimiz kaliteli parasız eğitimden uzakta, sosyal ve sportif faaliyetlerden mahrum başıboş bırakılmaktadırlar. İlk-orta-lise kurumlarıyla üniversitelerimizin tam bir ticarethane mantığıyla yürütüldüğü Tür eğitim sistemi çökertilmiştir. Gençlerimizin psikolojisi KPS se mağdur haline getirmiştir.Parasız eğitim sisteminden hızla uzaklaşılan şu günlerde üniversite gençliği okul ve yurt kredilerini ödeyemediklerinden okullarını terk etmek zorunda kalmaktadırlar.

Esnaf kepenk kapatırken, işsizlik bir toplumsal, sosyal patlamaya dönüşmüştür. İşsizlikten bunalan vatandaşlarımız arasında intiharlar artmıştır. Halkın geleceği olan devlet yatırımları durmuştur. Halktan esirgenen ihaleler ise yabancılara ve yandaşlara peşkeş çekilirken, yerli sanayici ekonomik bunalımdan dolayı fabrikalarını kapatır olmuştur.

Vatandaşlarımızı yoksulluk ve yolsuzluğu bitireceğiz diye kandıran AKP, hortumlarını yandaşlarına bağlayarak halkın sofradaki bir kuru ekmeğine bile göz dikmiştir. Halkımıza sistemli bir şekilde dağıttığı odun, kömür, gıda yardımlarıyla oy avcılığına soyunan iktidar, devlet imkânları ile toplumu kandırmaktadır. “Sosyal Devlet Anlayışını Çalıştırıyoruz” masalıyla asıl amacını örtbas eden iktidarı samimi bulmak mümkün değildir. Eğer gerçekten “Sosyal Devlet” uygulayıcıları iseler toplumun ilk önce iş, aş, eğitim, sağlık, barınma sorunlarını çözmek zorundadırlar.

AKP adeta halkımızı yoksullukla terbiye etmeye çalışarak vatandaşlarımızı siyasi birer köleye dönüştürme çabasındadır. Böylece bir yandan sadaka toplumu haline getirilen halkımız diğer yandan da şükürcü zihniyete (muhafazakârlaştırılarak) dönüştürülmektedir. Her geçen gün artan geleneksel feodal töre ve namus anlayışı kıskacında inim inim inleyen kadınlarımız bu iktidar döneminde adeta ikinci sınıf vatandaş konumuna indirgenmiş erkeklerin psikolojik durumuna kurban edilmiştir. Kadınlarımız, kadın aleyhine cinsiyet ayrımcılığını tüm gerçekliğiyle yaşamaktadır.

Sorunlar yumağına dolanmış bir Türkiye ortamında yokluklar arasında bu sorunlardan en çok etkilenen kadınlarımız olmaktadır. Ekonomik kriz ve işsizlikle boğuşan toplumda akşama kaynatacakları tencerenin derdiyle kara kara düşünen, çocuklarının eğitim, kültür, sağlık gibi en temel gereksinimlerini dahi karşılayamayan, evlatlarını teröre kurban vermiş ya da işkencelerde, gözaltılarda çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini yitirmiş, her an aile içi şiddete maruz kalan, töre, berdel gibi geri kalmışlığın ürünü olan geleneksel feodal yöresel adetlere kurban edilenler bizim kadınlarımız. Bugün kadınlarımızın %44’ünün dayak yediği, duygusal ve fiziksel şiddete maruz kaldığı, %15’inin cinsel şiddete maruz kaldığı bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. 8 milyon kadının hala okuma yazma bilmediği ve eğitim gören yüz kadından ancak ikisinin yüksek öğrenime devam edebildiği bir ortamda yaşamaktayız.

Şu anda kadın hak ve özgürleri konusunda mücadele eden emekçi kadınlarımız bu onur mücadelelerinden dolayı kendilerini selamlıyorum.

Biz kadınları sadece ev içi hizmet üretmekten başka işe yaramayan, eşitlikten uzak bireyler olarak gören bu gerici anlayışı şiddetle kınıyoruz! Hukuku, yargıyı ele geçirip, hukukçuları sizden bizden diye ayrıştıran, adalet yoksulu bir Türkiye yaratan AKP, yargı bağımsızlığını da hiçe sayarak yargının onuruyla da oynamaktadır.

Mevcut iktidar ülkemizi adeta bir sömürge eyaletine dönüştürme peşindedir. Mal varlıklarımız ard arda satılmakta, ekonomik ve ulusal bağımsızlığımız çiğnenmektedir. Ama biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak Türkiye ve Türk halkı üzerinde oynanan ihanet projelerine Truva atı olmayı kabullenen AKP’ye geçit vermeyeceğiz!

Günden güne zenginleşen iktidar mensuplarının kendi halkını nasıl günden güne yoksullaştırdığı ortadadır. Emek denen en kutsal değerimizi yerlerde süründüren AKP, işçinin, emekçinin canı çıksın demektedir. Ürettiğini satamayan çiftçiyle adeta alay edilmekte “Milletin Efendisi” olan çiftçilerimiz şimdilerde AKP’nin köleleri yapılmışlardır.Kıriz denilerek  işten çıkartmalarına göz yuman AKP iktidarı bilmelidir ki emekçilerin, yoksulların öfkesi AKP’nin sonu olacaktır.

Demokrasiye, adalete, özgürlüğe, eşitliğe, refah içinde eşit yaşamaya hasret türküsü yakan vatandaşımız emeğini ve geleceğini çalanlardan elbet sandıkta hesap soracaktır.

AKP sermayeyle kolkola yürürken dışladığı, ezdiği, yoksullaştırdığı yoksul milyonlar tarafından sandığa gömülecektir. Bizler de halkın parasıyla oy avcılığı yapan iktidara “YAZIKTIR, GÜNAHTIR YETTİ ARTIK!” diyoruz.

Değerli arkadaşlarım bu kavga iş, aş, ekmek kavgasıdır. Bu kavga eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi kavgasıdır ve onurluca yaşam kavgasıdır. Bu kavgayı halkımız adına daha dirençle ve kararlılıkla sürdürmeliyiz. Kavgamız bu demokrasi düşmanları yenilene, meydanlardan, meclislerden, sokaklardan silinene kadar devam edecektir.

Açılım süreçlerinin konuşulduğu şu günlerde CHP, emperyalist dış ve iç güçlerin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunlara katkı sunmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesinden ve rotasından uzaklaştırmaya çalışan, ekonomiyi ve sosyal devleti ard arda depremlerle viran eden, işçiyi, emekçiyi, köylüyü doğduğuna pişman eden, sendikal hakları tırpanlayıp, emekçiye yaşama hakkı tanımayan, açılım süreci adı altında milletimizi adeta bölen bir iktidara karşı, CHP tüm gücüyle ulusun haklarını savunmak adına ağır bir sorumluluk yüklenmiştir.

Atatürk, Gençliğe Hitabesi’ni adeta bugünleri görerek yazmıştır. Ülke genelinde her koldan laik Cumhuriyete ve onun kararlı savunucularına da saldırılar acımasızca sürdürülmektedir . Vazgeçilmez temel ilkeleri çağdaşlaşma, demokratikleşme, eşitlik ve özgür haklar ile tam bağımsızlık olan partimiz, Türk halkı için büyük bir şanstır. Laik eğitim, kadın hakları, Medeni Kanun, kadına seçme ve seçilme hakkı, yeni harfler, çağdaş kıyafetler ve ekonomiden sağlığa birçok atılımları, toplumu dönüştüren ve özgürleştiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkımıza armağanlarıdır. Modern Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi ile doğdu, büyüdü, gelişti, serpildi. Bu toplumda herkes Cumhuriyet Halk Partisi’nden çok şey almıştır. CHP ilericiliği, sosyal demokrasiyi ve gerçek devrimciliği toplumun belleğine yerleştiren tek siyasi partidir. 


Demokratik hukuk devleti, bağımsız yargı, insan hak ve özgürlükleri, gelişmiş sendikal haklar, özgür çalışma yaşamı, çağdaş kamu yönetimi anlayışı, güçlü bir ulusal güvenlik ve barışa dayalı dış politika ile yoksulluk ve işsizlikle etkin mücadele hedefi ile çağdaş, modern ulusal eğitim ve herkese sağlıklı yaşam hakkını savunan CHP, bu öncelikleriyle halkı için çalışmakta, gücünü de yin e halkımızdan almaktadır. 


 Her geçen gün daha verimli, örgütlü, kararlı çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Cumhuriyet Halk Partisiyle sosyal demokrat ve devrimci umutların yeşermesi için, devrimci hareketin umutlarını büyüterek, sorunlara emek-yoksulluk-yolsuzluk ekseninde radikal çözümler üreterek donanımlı, verimli kadrolarla halkımızın elinden tutup meydanlara çıkacağız. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal tarihinde saman alevi gibi gelir-geçer partilerin karşısında 91 yıldır ulu bir çınar gibi duran partimiz , bir meşale olarak geleceğimizi hep aydınlatacaktır. . 

Sevgili Partililer, Değerli Halkımız;
Bu güzel bahar mevsiminde sizlere yeni oluşturduğumuz, taze bir bahar çiçeği gibi tomurcuklaşan CHP çatısı altında aday olmaktan çok mutluyum. 

EVET ADAYIM ÇOK DEĞERLİ HALKIM
İSTANBUL gibi kentte yaşanıldığı halde, alt yapının gündeme getirilmeyen bölgemin çağ dışı bir yaşama hapsedildiği kentlerin insan yaşantısına zarar verebilmenin önüne geçebilmek için aday oldum..
 
Kentsel dönüşüm adı altında kamu mallarının haksız şekilde ranta
teslim edilmesine karşı mücadele etmek için adayım.

Genç kızlarımızın seçtikleri eğitim ve öğretim dallarında “Vatana–
ve millete” hizmet etmek için hayata atıldıklarında, “Sırf bayan
oldukları için olumsuz bakan zihniyete karşı” mücadele etmek için adayım.

Çarpıtılmış eğitime dur demek için adayım,

Partimin Sağ - Sol demeden herkese kucak açtığını... Bölgesel
değil, toplumsal anlayışla Türkiye’ye sahip çıkılması gerekliliğini
ispat etmeye çalıştığı için adayım.

Genel başkanımızın dik duruşuyla ülkemizde gerici ve faşit yapılanmalara karşı çıktığı değerli savaşımına katkı sağlamak için adayım..

Dinimizi siyasete alet edenlerin ülkemize nasıl da büyük zarar
verdiğini gördüğüm için adayım...

Emeklimizin içler acısı durumunu gözler önüne sererek, (Emekli, Dul 
ve Yetimlerin) haklarının gasp edildiğini gördüğüm için adayım

Başta partimin ve genel başkanımın da hedefi olan, Türkiye’nin ve 
Türk halkının en iyi şekilde yaşama hakkını hayata geçirmeyi savunmak için adayım..

Büyük kentlerin göç dalgasının akın ettiği birde buna Suriyeli göçmenlerin de bölgelere kümelenmesi ayrı bir sorun... Bunları önlemenin yolunun da belli olduğunu, ama hükümetin bu konuya hiç değinmediğini herkes iyi biliyor bunun görmezlikten gelinmesine karşı olduğum için adayım,

 Anadolu muz, köylümüz, tarım alanında perişan durumdadır. Gerekli önlemler alınmaz görmezden gelinir ise , ortada ne tarım arazileri kalır... Ne de sulama alanları...

Şu anda zaten bunların yok edilmesi için hükümet her bölgeyi ve her
köy arazisini santraller bölgesine çevirdi. Bu anlayhışa karşı mücadele etmek için adayım.

Bu bağlamda onursal mücadele veren ulusal kahramanlarımızı, devrim şehitlerimizi ,gezi olaylarında ve roboskide bedel ödeyen tüm şehirlerimizi,saygıyla minnetle bir kez daha huzurlarınızda  saygıyla anıyorum.

İktidar yemini biçmiş emekçi örgütümüze bir kez daha teşekkürlerimi iletirken hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım..

Geldiğiniz beni onurlandırdığınız yalnız bırakmadığınız için herkese teker teker şükranlarımı sunuyorum." diyerek sözlerini sonlandırdı.

Gülseren Böyüktaş Kimdir:


03/04/1961 yılında Erzincanda doğdu.
İlkokul,Ortaokul ve Lise 2. sınıfa kadar eğitimini Erzincan'da, Lise eğitimini İstanbul Maltepe lisesinde 1980 yılında tamamladı. Dicle Üniversitesi Fen ve edebiyat fakültesi, Fransız dili ve edebiyat bölümünden 1984 yılında mezun oldu. 


Aynı fakultede Ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. 
İyi seviyede Fransızca , orta seviyede İngilizce bilmektedir.  
Güncelleme Tarihi: 01 Mart 2015, 23:52

Aytekin Yaşar

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17