Burç ANGAN "Hürmak plastik enjeksiyon makineleri sektöründe bir okul olarak kabul ediliyor"

Hürmak Yönetim Kurulu Üyesi

Burç ANGAN

Hürmak Yönetim Kurulu Üyesi Burç ANGAN gazetemize özel açıklamalarda bulundu

Türkiye’deki en eski plastik enjeksiyon makinesi imalatçısı olan Hürmak, piyasada bu işle uğraşan kişiler tarafından sektöre değerler katan bir okul olarak adlandırılıyor.  

Demirkapı’da küçük bir imalat atölyesinde 1969 yılında kurulan Hürmak, her zaman ön planda tuttuğu müşteri memnuniyeti ve kaliteli ürün anlayışı ile Avrupalı üreticileri kendisine örnek alarak hızlı bir büyüme göstererek günümüzde Türkiye’nin en köklü imalatçısı durumuna geldi.

Kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin plastik sektöründe plastik enjeksiyon makineleri üretimi yaparak varlığını sürdüren Hürmak, ülkemizdeki plastik üreticilerine çeşitli çözümler sunuyor.

Demirkapı’daki atölyesinden, Yenibosna’daki fabrikasına, oradan da Gebze Plastikçiler OSB içindeki yerine geçen Hürmak, günümüz itibariyle iş hacmi ve kalitesini artırabilmek için GOSB’daki 15 bin metrekare kapalı alana sahip tesisinde 2 milyon dolarlık yatırımla müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor.

Hürmak’ın bunun haricinde Bursa Nilüfer OSB içerisinde otomotiv yan sanayini yönelik 1, 5 milyon dolarlık plastik üretim tesisi de bulunuyor. 40 yıldan fazla bir zamandan beri Türkiye’deki plastik sektöründe varlığını sürdüren Hürmak, yıllar yılı müşterilerine aşıladığı güven ve ürünlerindeki kalite ile pazarda her zaman önde gelen ve aranan bir marka oldu.

Ülkemizdeki sanayi kuruluşlarında 20-25 yıldan beri kullanılmaya devam eden Hürmak’ın makineleri, firmanın yaptığı ürünlerin ne kadar kaliteli olduğunu gözler önüne seriyor.  

Türkiye’de imalat yapmakta olan en eski plastik enjeksiyon makineleri üreticisi ve günümüzdeki yerli 2 üreticiden biri olan Hürmak, sektörde bu işle uğraşan kişilerin yolunun mutlaka bir gün bir yerlerde Hürmak ile kesişmiş olması nedeniyle bu kişiler tarafından, plastik enjeksiyon makineleri sektörüne değerler kazandıran bir okul olarak nitelendiriliyor.

2010 yılı, 2004’te Türkiye’deki üretimini durdurup, Uzakdoğu’ya kaydıran Hürmak için, adeta yeni bir başlangıç oldu. Sanayi ve ekonomideki değişen şartların yeniden Türkiye’de imalata imkan verebilecek duruma gelmesiyle birlikte Hürmak, 5 yıl için ara verdiği Türkiye’deki maceralarını tekrar başlatma kararı aldı. Hürmak günümüz itibariyle aylık 10 adet olan plastik enjeksiyon makinesi üretim kapasitesini, hedefleri doğrultusunda aylık 20 adete çıkarmayı hedefliyor

Türk malının kalitesini dünyaya gösterecek

Türkiye’deki üretimine 5 yıllık bir ara vermesi nedeniyle Hürmak, yurtdışı pazarlarda son yıllarda bir durgunluk yaşadı. Hürmak, günümüzdeki ihracat hedefini geçtiğimiz dönemde sıcak ilişkiler içerisinde olduğu Orta Doğu ve Doğu Avrupa ülkelerindeki pazarını tekrar açmak ve bu ülkelerdeki varlığını temsilcilikler aracılığıyla güçlendirmek olarak belirledi. Bununla birlikte Hürmak önce komşularımızla ihracata başlayarak, Türk malının kalitesini dünyaya göstermeyi planlıyor.

Kutu

Türkiye’deki en eski plastik enjeksiyon makineleri üreticisi

20-25 yıllık makineleri sanayi kuruluşlarında ilk günkü gibi kullanılıyor

Günümüzdeki yerli iki üreticiden biri

Uzakdoğu’ya kaydırdığı üretimini 2010’da tekrar ülkemizde başlattı

“Türkiyemiz için, Türkiyemiz’de üretiyoruz”

2004 yılından itibaren Uzakdoğu’ya kaydırdığımız üretimimizi, 2010 yılında tekrar Türkiye’ye getirdik. “Türkiyemiz için Türkiyemiz’de üretiyoruz” sloganı ile  yola çıktığımız bu yeni dönemde; yerli imalat yolunda kısa vadede hedefimiz üretim kapasitemizi arttırmak ve ülkemizdeki plastik imalatçısına Hürmak kalitesini uygun fiyatlara sunarak ülkemizdeki pazarı deyim yerinde ise teslim alan ve büyük-küçük birçok makine imalatçısının belini kıran Uzakdoğu hegemonyasını bitirerek Türk makine sanayinde yeniden üretimin öncüsü olmayı amaçlıyoruz. Uzun vadede, yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı makineler üreterek ilk olarak Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika. Daha sonra ise Batı Avrupa, Güney Afrika ve Güney Amerika pazarlarına girerek buralarda kalıcı bir varlık sağlamayı hedefliyoruz.

Türkiye’deki plastik sektöründe en büyük problem, diğer sektörlerde de olduğu gibi ithal Uzakdoğu ürünlerinin ülkemize çok kolay giriş yapabiliyor olması. 2004 yılında Türkiye’deki imalatımızı durdurup Uzakdoğu’ya taşıma kararı aldığımızda, bizim maliyetlerimize denk fiyatlara Uzakdoğulu imalatçılar fabrika teslim makine satışı yapıyordu. Tedbirler alınması için birçok kuruluş ile temasa geçmemize rağmen bir sonuç alamadık ve neticede bu ithal Uzakdoğulu makine istilası, ülkemizdeki birçok üreticiyi ya iflas ettirdi ya da küçülmeye zorladı. Bizde bu zorlu süreci aşmak için, imalatımızı uzak doğuya kaydırarak, 150 civarında çalışanımız varken geriye sadece servis ve yönetim kadromuzu bırakarak Türkiye’de küçülme yoluna gittik. Biz bu konuda sadece bir örneğiz. Sektörümüzde bizim gibi mevcut istihdamını azaltan ya da battığı için mecbur kalan büyüklü küçüklü sayısız firma oldu.

Türkiye’de geçmişte birçok yerli imalatçı olmasına rağmen bugün bu sayı biz dahil sadece iki. Önlem alınmayan bu sürecin sonucu olarak ülkemizin yıllarca yaşadığı istihdam kaybını bir kenara koyacak olursak, imalatın durması ile birlikte AR-GE alanında da maalesef sektörümüz dünyanın gerisinde kaldı. Fakat geçen yılların ardından küresel ekonominin değişen şartları, Uzakdoğu’da artan yaşam standartlarının iş gücü maliyetini arttırması ve şişen dolar rezervlerinin sürekli olarak döviz kurlarında değişime sebep olması ile günümüzde Uzakdoğulu imalatçılarla rekabet biraz daha gerçekçi bir hedef haline geldi. İthal ürünlerin yerli sanayimizi baltalamasını engellemek için Hindistan benzeri bir tedbir alabileceğimizi düşünüyoruz. 2008 yılında Hindistan, yerel makine imalatçısını korumak amacıyla 5 yıl süre ile ülkeye 1000 ton altındaki plastik enjeksiyon makinelerinin bitmiş mamul halinde ithalatını yasakladı. Bu tonajın altındaki makineler sadece yarı bitmiş halde ülkeye giriş yapabiliyor ve üretimin sonlandırmasının ülke içinde yapılması mecburi bırakılıyor. Böylece hem ithal makinenin bile ülke içinde istihdam yaratması sağlanırken, hem de yerli imalatçının da ithal makine ile rekabet etmesi kolaylaşıyor.

Bu tarz radikal kararlar ile yerli imalatçıya rekabet imkanı tanınmadığı takdirde ülkemizin hem istihdam olarak geri gitmeye mahkum olduğunu, hem de çok kıymetli imalat bilgisine sahip elemanların yeni jenerasyona tecrübelerini imalat sırasında uygulamalı olarak aktaramadan iş hayatından çıkmasıyla, uzun vadede Türkiye bazı ürünlerin imalatını canlandırmak istese bile ileride belki de bugün olduğumuzun çok daha gerisinden bu imalata başlanacağını düşünüyoruz. Bu sebeple, ara verdiğimiz beş yılın ardından tüm imkanlarımız ile yerli imalatımızı yeniden hayata geçiriyoruz. Hem müşterilerimizin hem de devletimizin desteğini bekleyerek Türkiyemiz için Türkiyemiz’de üretiyoruz.

*Yıllık üretim kapasiteniz nedir.
Mevcut kapasitemiz 60 makine. 2012 yılı içerisinde 130’a çıkartmayı hedefliyoruz. Kapasitemiz şu aşamada talep ile doğru orantılı olarak artıyor, iç pazarımızda ithal makineye talep azalıp yerli makine talebi arttıkça artan kapasiteyi karşılayabilecek güçteyiz. Şu anda 15.000 m2 kapalı alana sahip fabrikamızın 4.000 m2sini kullanıyoruz. Bu alan yıllık 130 makine üretmek için yeterli. Talebin artması durumunda firmamıza ait binamızda kullandığımız alanmızı genişleterek kademeli olarak üretimimizi arttırabilecek kapasitedeyiz. Mevcut toplam alanımızın yıllık 500 adede kadar makine üretimi için yeterli olacağını öngörüyoruz.

*Hangi sektörlere yönelik çalışıyorsunuz.

Aslına bakarsanız içerisinde plastik geçen her sektör bizi ilgilendiriyor. Bildiğiniz gibi plastik baskı çok geniş alanlara yayılmış bir sektör. Otomotiv’den beyaz eşya’ya, medikalden’den kap kacak iamaltçısına kadar en tekniğinden en basitine kadar her sektör bu makineleri kullanmakta. Bu sebep ile mümkün olduğu kadar makinelerimiz üzerinde her sektöre hitab edebilecek çözümler sunmaya ve talebi karşılamaya çalışıyoruz.

*2010 ile 2011 yıllarını değerlendirebilirmisiniz ( 2011 yılında bir önceki yıla göre ne kadar büyüdünüz % olarak belirtebilirmisiniz)

2010 yılı bizim için yeniden başlangıçı simgeliyor.  Anka kuşu misali yeniden doğarak 2004 yılında bırakmış olduğumuz imalata geri dönüş yılımız oldu. Bu sebep ile 2010 boyunca seri imalatdan çok mevcut modellerimizi geliştirmek ve imalat düzenimizi tekrar oturtmak ile uğraştık. 2011 yılında ise tamamen yeniledğimiz modellerimizi müşterilerimizin beğenisine sunarak imalatı bıraktığımız yıllardaki pasımızı atmaya çalıştık. İmalat hattımızdaki yatırımlarımız ve istihdam çalışmaları ile geçen 2010 yılının ardından 2011 yılında imalat bölümümüzde tekrar bir araya getirdiğimiz çekirdek kadromuz ile beraber daha çok seri üretime odaklandık. 2010 ve 2011 yılları arasında ise imalat hacmi bakımından %200 gibi bir artış söz konusu. Ramaksal oalrak bakıldığında epey fazla gözükse de 2010 yılının daha çok düzen oturtmak ile geçtiğini göz önünde bulundurulması gerekiyor.

*2012 yılında herhangi bir yatırım planınız var mı ( varsa yatırımın miktarı ve içeriği hakkında bilgi verebilirmisiniz)

2012 yılında talaşlı imalat hattımıza CNC işleme tezgahları dahil ederek şu anda dışarıda yaptırmakta olduğumuz işleri bünyemize almayı ve talaşlı imalatımızı çok daha hızlı hale getirmeyi planlıyoruz. Aslen 2011 yılı içerisinde yapmayı planladığımız bu yatırımı Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ile ortaklaşa yürüttüğümüz bir projeden dolayı bir süre ertelemiştik. Sonuçlar beklediğimiz gibi çıkmayınca yatırımı kendi öz sermeyelerimiz ile yapmaya karar vererek tezgah siparişlerimizi verdik. Teslim ve kurulum süreçlerinin ardından 2012 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 500.000$’lık yatırımın tamamlanmış ve imalata başlamış olacağını öngörüyoruz.



Güncelleme Tarihi: 27 Ocak 2012, 19:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17