Kartal'da O binalarda ki İnsanlar Ölmesinler!

Kartal Elit Sokakta ki çürük binalarda oturan vatandaşlar, çöken Yeşilyurt Apartmanı ile aynı akıbeti yaşarız! Endişesiyle çok korkuyorlar ve “Ölmek istemiyoruz!” Diyorlar.
***
Son yıllarda en güzel paraların döndüğü ve yüz binlerce, hatta milyonlarca liraların paylaşıldığı iş kolunun adıdır imar! Birbirlerine kıyasıya muhalefet edenlerin söz konusu imar olunca nasıl kapalı kapılar arkasında bir araya geldiklerini biz iyi biliriz, bilenler de iyi bilirler. İmar rantı söz konusu olunca ne din kalıyor, ne ideoloji kalıyor, ne de ahlak!
***
Yerel idarecilerin bazıları etliye sütlüye karışmadan Cennette yer kaparım hayalleri kuruyorlar ise, bilsinler ki avuçlarını yalarlar. Neden mi? Ya dinlerini bilmiyorlar ya da Cennete gitmeyi basit ve kolay zannediyorlar. Maide Süresinin 32. Ayeti ne diyor özetle? “Her kim birini öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur!” Diye buyurmuştur Allah cc.
***
Öldürmek sadece silahla öldürmeyle olmuyor. Çürük binalarda yaşayan insanları yetkiniz, gücünüz en azından söz hakkınız var iken kurtarma girişiminde bulunmuyorsanız, kusura bakmayın ölmelerine sessiz kalıp aynı zamanda vesile olmuş olursunuz. Sonra da boşuna “Vah vah!” Deyip timsah gözyaşları da dökmeyin, yemezler.
***
Geçtiğimiz günlerde gazetemize gelen belgeler ve ihbarlar doğrultusunda haberler ve röportaj yaptık.  Duyduklarımız karşısında inanın donduk kaldık.  Nermin Ü. Hanımefendi öyle şeyler anlattı ki, Yok artık! Pes doğrusu!” Dedik. Savaklar Deresi'nin olduğu (Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi, 4485 ada, 38, 164, 165, 183, 191, 193, 305 parseller) derenin üzerine imar olmamasına rağmen, İski görüşü alınmadan imara açıldığını, Can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğunu, bu durumun Üniversite ve Mimarlar Odası raporlarında da belirtildiğini anlattı. Bu plana ve usulsüz verilen ruhsat ve projeler için 2 dava açtığını belirtti.
***
Biz haberi yaptık. Hem gazeteye basıp, hem internetten binlerce insanlara duyurduk. Haberde özetle “Orada Can ve mal güvenliği sorunu var. Yani insanlar ölebilir!” Deniliyordu. Muhtemelen o arazide ev alıp yaşayanların çoğu anlamamıştır olayın vahametini. Hadi onlar anlamadılar ve aramadılar, ya arkadaş şu Kartal'da bir Allah korkusu, insan sevgisi olan bir kul çıkıp ta aramaz mı? Bu iddialar doğru mu? Kadının tapulu arazisini o firma kendi donatı alanı gibi nasıl gösterir de inşaat yapar? İSKİ görüşü alınmadan, imar olmayan dere yatağına kimler nasıl ruhsat verdiler? Kimler imza attılar? Kimler olayı Sümen altı ettiler? Savaklar dere yatağının devamı olan Anadolu Adliyesinin aşağı kısmında ki parsellerde oturan vatandaşlar neden halen dere yatağı diye inşaat yapamıyorlar? Bu ne yaban çelişki? Ve daha bunun gibi nice soruları soran olmadı.
-
İşte o yazım;
-
***
Anlaşılan odur ki, günümüzün bazı idarecileri, bazı politikacıları etliye sütlüye karışmadan Cennet hayali kuruyorlar! Muhtemelen her hafta Cuma namazına gidip Nahl Suresi 90. Ayeti dinleyip umursamıyorlar! Hani “Allah adaleti emreder!” Diye devam eden ayet var ya işte o ayetten bahsediyorum.
***
2020 yılının Ocak ayında, “Yıkın şu Kartal'da ki binaları!” Başlıklı yazımda olası depremde Allah korusun, insanlar ölmesin diye uyarmıştım. Hatta “Özverili çalışmaları ile takdir toplayan Çevre ve şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum Kartal'a geldiğinde beni dinlerse kendisine bilgi verebilirim.” Diye belirtmiştim. Maalesef 12 ay geçmesine rağmen arayan soran olmadı. Allah şahittir biz uyarıp vazifemizi yerine getirmişizdir. Elimizden gelende maalesef bu kadardır. Biliyorum ki yazılarım birilerinin de canını fena sıkıyordur. Çokta önemli değildir. Yıllar önce de söylediğim gibi, “Biz gazeteciliği ne İsa'ya nede Musa'ya yaranmak için yapmadık, yapmıyoruz da. Biz gazeteciliği İsa'nın da Musa'nın Rabbi olan Allah'ın rızasına nail olmak için yapıyoruz. Bu vesile ile bir kez daha bu böyle biline.
-
İşte o yazım;
-
Yıkın şu Kartal'da ki binaları (Okumak için lütfen buraya tıklayın)
***
Bir yanda millet olarak Covit-19 salgını ile uğraşıyoruz ve bir sürü sevdiklerimiz rahmetli oldular. (Allah'tan rahmet diliyorum bu vatandaşlarımıza) Öte yandan Türkiye'nin her yerinde depremler oluyor ve beşik gibi adeta sallanıyoruz. Barajlarda sular azaldı, işin sonu ne olacağı belli değil. Bu kadar olumsuzluğa ve ölümlere rağmen acı olan odur ki, ibret almıyoruz. “Ölüm var, hesap var!” Demiyoruz. Allah akıl, fikir, merhamet, adalet ve kâmil iman versin.” Diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor maalesef elimizden. 
***
Makalemi sonlandırırken en kalbi duygularımla selamlıyorum ve diyorum ki;
İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın…
YORUM EKLE

banner17