YA GÜDERSİN YA GİDERSİN

 Rahmetli Barış Manço’nun söylediği bir şarkı vardı, hatırlayanlarınız olacaktır. Sözlerinde şu mısralar geçiyordu. “İşte Hendek İşte Deve. Ya Güdersin Ya Gidersin”.

 

   Günümüzdeki Müslüman yönetici...

YA GÜDERSİN YA GİDERSİN
banner46

 Rahmetli Barış Manço’nun söylediği bir şarkı vardı, hatırlayanlarınız olacaktır. Sözlerinde şu mısralar geçiyordu. “İşte Hendek İşte Deve. Ya Güdersin Ya Gidersin”.

 

   Günümüzdeki Müslüman yönetici portresine baktığımızda Deve’yi gütmek ya da gitmek imtihanında sınıfta kaldıklarına üzülerek şahit oluyoruz. Birtakım dünya menfaatlerini kaybetmemek uğruna sakal, bıyık kesmek bir tarafa, partilerini, fikirlerini ve de zikirlerini nasılda bir çırpıda değiştirdiklerini ibretle izliyoruz.

 

   Bir zamanlar inançlarının ve davalarının gereği olarak; dünyayı adice sömüren, mazlumların kanını emerek hayatını sürdüren şer merkezlerine karşı düşman nazarlarıyla bakanlar, onlara karşı sert söylemlerini her fırsatta en üst perdeden seslendirenler, kendilerine o şer merkezlerinden gelen dünyalık tekliflerine gönüllerini ne kadarda kolay kaptırabildiler.

Maalesef dünün samimi dava adamı, mazlumların yandaşı ve şer merkezlerine düşman nazarlarıyla “BAKANLAR” iken sonra o şer merkezlerinin talimatıyla hareket eden “BAKANLAR !” oluveren Müslüman siyasetçileri gördük ve görmekteyiz.

 

   Türlü tavizlerle makamlara oturan eski dava adamlarına “İşte Hendek İşte Deve. Ya Güdersin Ya Güdersin” demiş olmalılar. Kardeşim senin kara kaşına kara gözüne, boyuna posuna meraklı değiliz. Ya bizimlesin ya da ezilirsin. Ya bu develeri bizim talimatımızla güden olacaksın ya da hendekten yuvarlanıp güdülen olacaksın. Sen olsan da olmasan da biz bu develeri güderiz arkadaş demiş olabilirler mi?

 

   Maalesef hala bu tür teklif ve önerilere gönlünü kaptıran, ayakları kayan aramızdan ve bizden bildiğimiz kimselerle karşılaşmaktayız. Düzgün kalan ve doğru bildiği yoldan sapmayanlara ne mutlu!.. Yeniden Büyük TÜRKİYE sevdalılarına ne mutlu!..

 

   Müslüman’ın en önemli imtihanı; dünya malı, kadın ve makamdır. Müslüman bir insan dünya malını ve makamını yalnızca, inancı ve davasına hizmet etmesi hususundaki bir araç konumunda görmelidir. Yani Araç Amaç olmamalıdır. Para, makam v.s. dünya malının kölesi değil, efendisi olmayı başaran samimi zengin idareci Müslüman’ı bulmak, gecenin karanlığında yürüyen siyah karıncayı görmek kadar zorlaştı günümüzde.

 

   Yazımı Tarık Yılmaz Bekler beyefendinin “Değişime Diren” isimli kitabından bir kaç paragrafla sonlandırmak istiyorum.

  “Uğrunda mücadele edecek bir değeri, bir kutsalı olmayan, bir davası, bir iddiası, dünyaya söyleyecek bir sözü olmayan, bedel ödemeyi göze alamayan, topuklarının üzerinde sağlam duramayan yumuşak-light Müslümanlar türedi… Kutsalı olmayan bir din anlayışı, mukaddesi olmayan bir Müslüman modeli…

   Taviz, günümüz Müslümanlarının karakteristik bir özelliği oldu. Tavizin tavizi doğuracağını ve bunun sonunun gelmeyeceğini kestirmeliydik. Unutmamak gerekir ki, tavizin olduğu yerde Allah’ın yardımı olmaz. Bir zafer kazanacaksak bunu değişerek değil, direnerek kazanacağız.”

 

   Aziz dostlar, biz ne O!.. birilerinin bize biçmeye çalıştığı çobanlık vazifesini yaparız nede bu diyardan gideriz.

 

   Kalın sağlıcakla…

 

Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2010, 11:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17