Bilecik Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulduğu topraklar. 17 yaşımdan beri İstanbul’da kurulu bulunan Bilecikliler Derneği’nin hemen her kademesinde görev yaptım. Osmanlı Denince Yörük denince hep akla gelen ilk Bilecik  ismi olur. Her yıl Eylül ayının 2 haftası  kutlanan ERTUĞRUL GAZİYİ ANMA ve YÖRÜK   Bayramı Türkiye’nin her tarafından, hatta  Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen Yörüklerle kutlanır. 19 Federasyon ve 200 yakın dernek katılır. Söylenene göre dernek sayısı 500’ü buluyor. Tabiî ki oraya gelip katılamayanlarda var bu sayının içerisinde. Dostlar, bizimde İstanbul da bu birlikteliği kurmamız gerektiğini, burada da bir elimizin olması gerektiğini söyleyerek bize de bu önemli görevi verdiler. Böylelikle İstanbul Yörük ve Türkmenler Derneğini kurduk. Yönetimi ise  İstanbul, Bilecik, Afyon, Şanlıurfa, Elazığ, Tokat, Mersin, Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Osmaniye, Adana, Antalya, Kütahya illerini kapsayan bir ekiple oluşturduk. Hedefimiz her ilden örf ve adetlerini yaşayan insanları bir araya getirmek, onları kaynaştırmak, birlik ve beraberliği aşılamak. Kartal merkezli derneğimiz her ilçede bir başkanlık oluşturarak 39 ilçede yapılanmak düşüncesindedir.  Yapmayı düşündüğümüz sosyal içerikli organizasyonların ilkinde de Karadeniz’deki, Dogu’daki, Ege’deki ,Marmara’daki kardeşlerimizle kardeş köyler oluşturmak. Böylelikle uzak yerlerdeki kardeşlerimizle iletişimi güçlendirmek düşüncesindeyiz. Bu tarz organizasyonlarda Belediye Başkanlarımızın ve mülki erkanın desteği elbetteki şart. ilk olarak Bilecik’te seçilecek bir lisenin son sınıf örgencileri ile İstanbul’dan gidecek bir lisenin son sınıf örgencilerinin birbirleriyle kardeş olmalarını sağlamak düşüncesindeyiz. Düşünün kendi ilimizdeki  bir örgencimizin Diyarbakır, Mardin, Trabzon. Şanlıurfa ve bunun gibi  30’a yakın ilden aynı yaşlarda kardeşleri olacak. Bizim sevgi tohumlarını yeşertmemizin gerekliliğini anlatmaya gerek yok aslında. Şimdi buradan il derneklerine sesleniyorum. Kahvehane dernekçiliğinden zaman ayırıp ilimizi başka illerin gençlerine tanıtıp onların arasına nifak tohumları sokanlara hep beraber bir olmamız gerektiğini anlatmamız gerekmektedir. Bu arada hemşehri derneklerinin, bahsettiğimiz manada kaynaştırma ve birliği sağlama yolunda görev yapmaları aslında çok zor da değil. Burada Belediye Başkanlarına ve kaymakamlara çok iş düşüyor elbetteki. Yerel yöneticilerin bu anlamda hiçbir desteğini de esirgememesi lazım. Çünkü sizin vereceğiniz bir desteğe ilişkin (araç, kumanya vb) masrafların çok çok fazlası kin tohumları ekenlerin sayesinde misliyle harcanıyor. Ben yerel yöneticilere anlatılabilirsek yok diyeceklerini düşünmüyorum. Kalın sağlıcakla.