8 mart Dünya Kadınlar gününün Tarihsel sürecine baktığımızda çalışan kadınların başta iş hayatında olmak üzere sosyal yaşam içerisinde erkeklerle eşit haklara sahip olmak için başlattığı bir eylemin sonucunda oluşan bir harekettir.
Ülkeden ülkeye farklıklar gösteren adına cinsiyet ayrımcılığı dediğimiz, bireylere cinsiyetlerinden dolayı toplumda adaletsiz bir şekilde davranıldığı dönemler hala devam etmektedir. Bu durumu kısaca şöyle özetleyebiliriz. Kadının toplumsal hizmetlerden yoksun bırakılması ,sosyal yaşam ve imkanlara erkeklere oranla daha az sahip olması ,fiziksel ve pisikolojik şiddete maruz kalması, iş ve siyaset dünyasında düşük oranlarda temsil edilmesi. Egemen erkek iktidarları işte kadını sosyal yaşamda bu şekilde dizayn etmiştir.
Konuya birde inanç üzerinden kısaca değinmek gerekirse Hucurat süresi 13. Ayette Yüce Allah şöyle buyurur. ‘’Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi, sırf birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır.’’ Devam ayetlerinde ise ‘’Şüphe yok ki, kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir.’’
Maalesef dünyada İslam ile yönetilen bir çok ülkede tarihten bu yana kadına verilen değer en alt seviyededir . Yine erkek egemenliğinde kurulan ve yönetilen İslam ülkelerinde kadının yaşamdaki rolü erkeklerin kendi istek ve zevklerine göre değiştirilerek kendi işlerine gelen bir kadın profili oluşturulmuştur.
Günümüzde ise görsel medyada kadın cinsel bir meta gibi gösterilmektedir.
Bir çok sinema filmi ve dizilerde bu durum açıktan yada bilinçaltı kontrolü ile sağlanmaktadır. Yine internet dünyasında kadın cinsel bir meta gibi gösterilip şehvet arzuları ile erkeklerin beyinlerinde yer etmeye devam etmektedir. Küçük bir not olarak şunu söylemek gerekirse gerek görsel medya gerekse bir çok yayında muhakkaki kadına değer verilen bilinçlendiren bir çok olumlu şeylerde var ama yetersiz, yetersiz çünkü hala kadına yönelik şiddet ve cinayetler ve cinsel ayrımcılık hala devam etmekte.
Peki yasalar ne kadar etkili olabilir. Muhakkaki iyileştirici yönde etkileri olacaktır . Ama düşünce yapısı ve zihniyetler bu konuda olumlu bir yönde değişmediği sürece yasalarda yetersiz kalacaktır. Düşünsenize daha çocuk yaşta savaş oyunları oynayan ilerleyen yaşlarda dizi filmlerde şiddeti ve cinselliği olumsuz bir çok davranışla kendisine işleyen birey ( başta erkek olmak üzere) sorunları diyalog yolu ile değil şiddet ve cinayetle çözecektir.
Bilginin hoşgörü ile sevgi ile bizleri çevrelediği paylaşımların bu yönde olduğu bir dünyada başta kadınlar olmak üzere insanlar mutlu yarınlara kavuşacaktır.
- - - - -