Bizler kamu menfaati adına gazete çıkartarak, toplumumuzu yerel de ki gelişmelerden haberdar etmek, halkımızı bilgilendirmek için var gücümüzle çalışmaktayız.


Gelin görün ki; İstanbul'da Mahalli basın yani yerel basın üvey evlat muamelesi görmektedir. Başı dara düşen, haksızlığa uğrayan, gördüğü bir usulsüzlüğün duyulmasını isteyenler ve siyasiler işleri düştüğü zaman basını hatırlar ve yana yana ararlar.  Onun haricinde hiç düşünmezler ve sormazlar bu gazeteler nasıl çıkıyor. Bu gazetenin basımı, dağıtımı, hazırlanışı hepsi birer maliyet. Siz bunu nasıl beceriyorsunuz hiç demezler.

CHP'nin basına bakış açısı bu mu?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu basının hür olması gerektiğini ve engellenmemesi gerektiğini savunurken, CHP'li belediye başkanları basını yargı yoluyla ve reklam sopalarıyla sindirmeye çalışıyorlar.

Malumunuz Kartal Belediye başkanı CHP'Lidir. Kendisi önceden de Marmara Hurdacılar Kooperatifi başkanlığı yaptı. Başkan hakkında Hurdacılar'da ki iddiaları yayınlayınca bize dava açtı. 30 bin liracık. Dava açma hakkına elbette ki sahip. Geçtiğimiz günlerde de CHP'Li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Takvim Gazetesi'nde çıkan haberi kaynak göstererek Web te yayımladık diye 5 bin liracık bir dava açtı.

CHP'li Belediye başkanından hakaretler zinciri!


CHP'li belediye başkanlarının basın dostlukları bunlarla kalmıyor. CHP'li Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz geçen zaman içinde defalarca basın önünde, kalabalık önünde basına hakaretler yağdırdı. Mesela  ramazan ayında iftar programında basın için "Kervan Yürüyor!" dedi. Geçtiğimiz aylarda basına verdiği kahvaltıda, bizim için "Tetikçi, ahlaksız adam, bok atacağını mı zannediyorsun?" gibi bir belediye başkanına yakışmayacak söylemlerde bulundu. Geçtiğimiz hafta ise Kartal Belediye Meclisinde gazetemiz için "Çakma Gazete" cümlesi kullandı.

CHP'li Belediyenin basın ayrımcılığı!

Kartal Belediyesi gazeteciler arasında ayrımcılık yapıyor. İçinde kendisine methiyeler düzenlerin olduğu bazı gazetecileri Kıbrıs'a heykel açılışına götürüyor. Yedi gazeteciyi seçmişler. Hangi kriterlere göre seçip götürdüklerini ben biliyorum lakin yazmayayım. Hadi ben ve kalemiyle dik duran bazı arkadaşlarımız zaten  gitmezdik, peki diğer arkadaşları neden götürmüyorsunuz? diye sorasım geliyor. Zaten bazı arkadaşlarımız sosyal medyadan belediyeyi  bu ayrımcılığından dolayı kınadılar.

Şimdi soruyorum CHP'nin en üst yöneticisinden en altta ki Belediye başkanlarına kadar hepsine. Sizin basına bakış açınız bu mu?  Ya genel başkanınız basın hakkında yanlış yolda, yada belediye başkanları?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleriyle yazımı sonlandırıyorum. "Basının mutfağını özgür bırakın"

Sağlıcakla kalınız...