Genç, dinamik, girişimci gazeteci meslektaşımız Tamer AYDEMİR, Milletvekili adayı olduğunu açıkladı. Bizlerde bu kardeşimize İLÇEM GAZETESİ olarak başarılar diliyoruz.

Türkiye’de yapılan siyaset kent ve köy ağalarına mahkum olan siyaset çizgisi içerisinde olanların cesaretle yürüyemediğini gördüğüm için siyasete girmeye karar verdim.

Seçilen ve vaadlerde bulunan ceylan derisi koltuklarda oturan bazı milletvekillerinin kendilerini oraya getiren “Zengin-yoksul” halkın vekili olduklarını unuttuklar. “Bizlerin buradaki haklarımız 37’inci sırada. Yapacak bir şey yok” diyerek kendilerini avutan vekillerin çaresiz durumda olan “zengin-fakir” halka yardımcı olmak yerine sadece maaşlarını düşünerek vekillik yıllarının dolmasını beklediklerini gördüğüm için bu ateşten gömleği giymeye karar verdim.

71 il ve bu illere bağlı birçok ilçeyi, Avrupa’daki bazı ülkelerdeki şehirleri ve Türk Cumhuriyet’lerinin yanı sıra Arap ülkelerinde ki şehirleri gezdim gördüm. Ankara’da çalışmalarda bulunan birçok vekilin, seçildiği bölgedeki halkla bütünleşmediğini ve sorunlarını meclise aktarmadığını ve   çözüm üretemediğini anladım.

Halka hizmet ahlakını benimseyen her kişinin bu dünya üzerinde en yüksek mertebeye ulaştığını aynı zamanda da ahretinin de iyi mertebelerde olacağını düşünmekteyim. Doktorları örnek olarak alırsak eğer, sokaktaki fakirin hastalığına derman olabilmek için üniversite eğitimlerinden geçtikten sonra muayenelere başlıyorlar. Araştırmalarını yaparak dr.doç.prof. vs. mevkilere ulaşıp sokaktaki o çaresiz vatandaşın hastalığına çare bulabilmek ve vesile olmak için uğraşıyorlar. İşte başarılı olanlar prof. ve daha yukarıya doğru yükseliyorlar. Siyasette de bu işleyiş böyle olmalı.

Hak yemeden, kimsenin hakkını yemeden, zengin-fakir seçmenine faydalı olabilen her zaman en iyi yerlerde yerini alacaktır. Siyasilerinde kirlenmeden ve güvenilen kişiler olabileceğini düşündüğüm için bu yola çıktım. Seçildiğiniz bölgedeki halkın sorunlarına çözüm bulurken, yaşamsal, çevresel ve teknolojik standartların büyümesini sağlayacak basamak olurken ortak çalışma içerisinde olmalıyız.

Allah izin verirse bu yolda da basamak olarak vesile olan herkese teşekkürü borç biliyorum. Daha sonra geri almak şartıyla.

1986 – 2010  yılında gazeteciliğe başladığı dönemlerde, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Deniz Baykal, Doğu Perinçek, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, önde gelen isimlerle birebir siyasi veya konjöktörel konumlar hakkında soru-cevap görüş alışverişinde bulunmuş.

Tabii kapanmış parti dönemleri haricinde, ANAP, Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Sol Parti, Saadet Partisi (Refah) gibi partilerin mecliste milletvekili ve bakanlarının yüzde 25’ine yakınıyla birebir görüş alışverişinde bulunmuştur. Siyasi ve kurumsal çalışmalarda yön verici projelerinin niteliğinin görüşünde bulunarak destek sağlanması konusunda, şu an ki İstanbul ve İstanbul dışındaki bazı yerel yönetimlerin çalışmalarındaki projelerine destek sağlayıcı unsurların oluşmasında hizmetlerde bulunmuştur. Bu çalışmalarının hepsinde maddi herhangi bir menfaat beklenilmeden yapılmasını sağlamıştır. Bu çalışmaların yapılmasında mesleki hayatına hiçbir zaman yansıtmamıştır.

Sağ-Sol-Radikal grupların doğruları gösterirken kendi içlerinde yaptıkları büyük hatalar yüzünden geri dönüşümü zor olan veya büyük hasarların verdiğini görüp yaşadığı için, Devlet ve halk menfaatinin siyasi menfaatlerin üzerinde olduğunu benimsemektedir. Hangi görüş ve düşünceden olursa olsun Türk halkının menfaatlerini düşünen herkesin Türkiye’yi dünyaya ve evrene ulaştırmayı düşünmekte olduğuna inanıyor.

Türkiye, zengin ve fakiriyle bir bütün halinde olmasını düşünen bir kişi. Türkiye’nin, dünyaya açılan ülke olması için zenginlerin oluşmasını sağlayan ve zenginleşen kişilerinde Türkiye’ye yatırım yaparak işsizliğin azalmasında ve yapılan yardımlaşmalarla birlikte yoksulluğun azalmasında büyük katkıda olunacağı yönünde çalışmalar oluşturulmaktadır. Ülkenin zenginliği ekonomik gücünden geçmekte olduğunu, dışarıda güçlü olmanın askeri ve emniyetin güçlü olmasıyla birlikte, yaşamsal kalitenin büyümesininde hukukun anında ve aksamadan hızlı bir şekilde işlerliğini sağlandığında “Bitki, Hayvan, İnsan” yaşamsal hakların korunmasının sosyal devletin mekanizması olduğunun göstergesidir.

Sosyal devletin, bakıma muhtaç insanların yanında olan ve yardımlaşmaya teşvik eden bir yapı içerisinde olmasını sağlanmasında öncülüğüne inanmış ve görmüştür. Bu nedenledir ki, bayrağı ve sınırları olmayan bir devletin olmaması, özgürlüğe vurulmuş zincir olarak yansıması yapıldığı için siyasi görüşü ne olursa olsun millet ve devlet için yapılan her türlü iyi olan yapılaşmayı desteklemektedir. Bu nedenledir ki, siyasi olgular halka ve devlete hizmet vermek için bir basamak aracı olarak görmektedir.