İstanbul öyle bir sevdadır ki, onu almak için karadan gemiler yürütmek gerekir. Hatta ve hatta Fatih Sultan Mehmet gibi imanlı komutanlar gerekir. Ne demiş Fatih Sultan Mehmet “Ya İstanbul beni alır,  ya da ben İstanbul’u”

 İstanbul sevgisi kimini şair etmiş, kimini bestekar. Kemanlar, sazlar, sözler hep İstanbul için okunmuş asırlardır ve okunmaya da devam edecek.

Haydarpaşa garıyla, yemyeşil gerdanlık gibi boğazıyla, Ataköy’ü, Floryası, Kumkapısıyla, Beyazıt Kulesi, Camileri, minareleriyle, külliyeleriyle, Yenikapı, Beyoğlu, Bebek, Kanlıca’nın şekerli yoğurduyla, Sevda tepesi, Çamlıcasıyla, Moda, Erenköy, Bağdat Caddesiyle, Arnavutköy’ün neyleri, Emirgan laleleriyle, deniziyle, yeşiliyle ve daha neler neleriyle Bir sevdadır İstanbul.

 Ne demiş. Orhan Veli;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

 Başka bir şair de, İstanbul’daki bozulmayı şu mısralarla dile getirmiş ;

Ben,bu şehrin elli yıl önceki halini bilirim.

Açamam gözlerimi,mümkün değil,ölürüm!

Artık İstanbul bana kapalı, gözlerim İstanbul’a kapalı;

İstanbul’u seyrediyorum gözlerim kapalı...

 Evet dostlar, İstanbul için yanıp tutuşanlar var, bu şehri nasıl ele geçiremedik diye. Halen Yunan sitelerinde İstanbul manzaralarında Türk bayrağının yerine Yunan bayrağı sallandırılıyor. “Çanakkale’yi nasıl geçemedik, Fatih gibi İstanbul’a nasıl giremedik” diye kahrolan haçlılar halen var.

 Üzerinde yaşadığımız toprakların kıymetini iyi bilmeli, bizlere bu mukaddes toprakları armağan eden ecdadımıza, şehitlerimize layık olmalıyız.

 Sevgi dolu, saygı dolu nice İstanbul günleri geçirmeniz dileğiyle…