Apartman Mahkumları!

Daha önceleri hiç bilmediğimiz bir kelime yaklaşık 15-20 yıldır konuşulmaya başlandı. "KENTSEL DÖNÜŞÜM yada YERİNDE DÖNÜŞÜM"

Üzerinde yaşadığımız milyonlarca yıl yaşında olan Dünya döne dursun, Ülkeler ve insanlar hem gelişiyor hem de değişiyorlar. Dünya yaşlanıyor, İnsanlar yaşlanıyor, binalar yaşlanıyor. Deprem gerçeği ise hemen hemen her gün insanların aklını meşgul ediyor.  Binaların altında kalma korkusu ise beyinleri adeta kemiriyor. O yüzden her kes Kentsel dönüşüm - yerinde dönüşüm konusunda hemfikir.


DÖNÜŞÜM BAŞLADI!


Kentsel dönüşüm mahallelerde artık kendini göstermeye başladı bile. Gezdiğimizde görüyoruz ki, yepyeni binalar satılık daireler haykırıyor adeta. İyi oluyor, güzel de oluyor. Ama ya yeşil! yeşil alanlar ise sadece mahalle ortasına yapılan bir park ile geçiştiriliyor. Yönetenler "size sahil yolu yeter" der gibi davranıyor!  Karlıktepe'de geçtiğimiz gün merasimle yıkım yapıldı. Belediye başkanı ve siyasiler hazır bulundular. 5-6 katlı binaların yerine şimdi 20 katlı 2 bina dikilecek. Her katta 4 daire, yani bir binada 80 hane. Bir köy yeri bir binaya sıkıştırılacak. Bu projenin tek güzel tarafı ise yeşil alana çok yer verilmesi diyebilirim. Koskoca 80 haneli bir köy bir bina da. 


İNSANSAL DÖNÜŞÜM!


"Beğenmeyen köyüne gitsin canım" diyenler çıkacaktır elbette.  Bu modeller hep vardır. Dindarı beğenmez "İran'a gitsin!" diyen, Sol görüşlüyü beğenmeyip "Rusya'ya gitsin!" diyen zihniyet. Gelelim konumuza, sonra ne olacak? Alt alta yaşayan ama bir birini asansörde gördüğü zaman selam bile vermeyen bir nesil yaşayacak ve yetişecek. Asansöre Muhafazakar ile havuzdan bikinisiyle çıkıp binen ve bir birine içten içe gıcık kapanlar birlikte yaşayacaklar. Gerçi birlikte yaşamayı bu toplum özümseyemedi hala umarız özümser!


TEHLİKELİ DÖNÜŞÜM!


Üzülerek seyrediyoruz değil mi? Yaşı 20 ile 30 arası olan trafikte arabasıyla çılgınlık yapanları. Ya da elinde sigarasıyla çarşı pazar gezen kızları ve kadınları. Erkeğin bile söylemeye haya edeceği küfürleri gencecik kızların birbirlerine ve hatta erkeklere söylediğine çarşı pazarda tanık oluyorsunuz değil mi? Türkiye'de temeli onlarca yıl önce atılan, insanları İngilizleştiren, Fıransızlaştıran, onların şekillerine büründüren  bir dönüşüm var. Bakın bir örnek vereyim, ben Esentepe'de büyüdüm. 1975'ten beri Kartal'dayız. O yıllarda sevgi vardı, saygı vardı, hoşgörü vardı. Yediğiniz gıdalarda tat vardı, lezzet vardı. Mahallenin kadınları bırakın sokakta sigara içmeyi bir yere giderken Kahvenin önünden geçmez yolun karşısına geçip öyle giderlerdi gidecekleri yerlere.  Kadınların giyimlerinde edep vardı, haya vardı.  İnsansal dönüşüm başlayınca ne kadını kadına, ne erkeği erkeğe benzer oldu. Verdiler hormonu, verdiler Avrupa dizilerini ve onların özentisi olan yerli dizileri bir milletin şeklini bozdular. Geçtiğimiz günlerde haberlerde izlediniz değil mi? Hayranı olduğunuz bir çok sanatçı esrarkeş çıktı. Mantar bir hayatları var. Onlarla da oynuyor birileri. Birileri onları bozuyor, onlardan toplumu.


KENDİMİZE GELMELİYİZ


Bir söz vardır "Ağlamayana emzik vermezler!" Sihirli bir elin Türkiye'yi ve insanları düzeltmesini beklemek hayal olur. Önümüzde yerel ve akabinde genel seçimler var. Kapınıza gelecek vekilliğinize talip olacak adaylardan tavsiyem şunları talep ediniz. "içinde ötekileşme olmayan planlar, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı sergileyen yatırımlar , değerlerimizi ve inançlarımızı yaşatan projeler, hormonsuz gıdalar (milleti aldatanları düzeltmelerini) vb. şeyler talep ediniz. Yoksa gerçekten durum vahim.


Sağlıcakla kalınız...

YORUM EKLE

banner17