Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi (ETCEP)

Ben müsaadenizle bilenlere değil de, daha henüz ne olduğunu merak edip araştırmamış olanlara ETCEP’in manasını paylaşayım. Belki de anlaşılmasın da bir katkımız olur. Önceki Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı zamanında uygulanmaya başlanan ETCEP hakkında şöyle demişti:

“Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Avrupa Birliği ile birlikte başlattığımız, ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’, ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.”

Demek ki Neymiş, “Eğitimde Cinsiyet Eşitliği Projesi” eğitimimiz de ve toplumsal hayatımızda ki en büyük eksiklerinden birini, Cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı yapacakmış ! Değerli arkadaşlar GDO’lu ürünlerle sağlığımıza, bu gibi projelerle de nesillerimize, aile hayatımıza kast etmekteler. “Çocuklarımızın üzerinden elini çek” diye kedi Miyavlamaları ile derdimizi anlatamayız, önce anlayıp sonra tüm ebeveynler olarak siyasilere tepki göstermeliyiz.

ETCEP nedir?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesindeki ETCEP projesinin tanıtıldığı bölümde Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir? sorusuna, bakanlığın sitesinde şöyle cevap vermişti: “Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri olarak tanımlanabilir. “Toplumsal cinsiyet eşitliği hem bir insan hakları meselesidir, hem de insan merkezli kalkınmanın önkoşulu ve göstergesidir” “Temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler.” denilmekte idi.

Aynı bölümde “ETCEP’in amaçları da şöyle sıralanmıştır:

“Tüm eğitimi toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı hale getirecek araçları geliştirmek, Eğitim politikaları ve mevzuatını, öğretim programlarını ve ders kitaplarını gözden geçirerek, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tavsiyeler oluşturmak ve bunları yetkililere iletmek, Eğitimciler için eğitim paketleri oluşturarak, çok sayıda eğitimciyi eğitmek, Okul ve yakın çevresinden başlayarak, toplumun farklı katmanlarında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık oluşturmak.”

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk Bey’de konuyla ilişkin şöyle beyanat vermişti:

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etkinlik Kitabı hazırlandı. Kitap kapsamında 9. ve 10. sınıf seviyesindeki derslerde ünitelere uygun etkinlikler yaptık. Uzmanlar tarafından hazırlanan taslak etkinliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla branş ve rehberlik öğretmenlerinin katılımıyla bir çalıştay gerçekleştirildi. Çalışmalar neticesinde, Taslak Değerlendirme ve İyi Uygulama Örnekleri Raporu hazırlandı ve revize süreci başlatıldı.”

Taşeron Devletin Resmi Kurumları

Değerli arkadaşlar, gelecek nesillerimize ve Aile hayatımıza büyük bir suikastın yürürlüğe konduğunun farkında mıyız. Küresel Siyonist projelerin taşeronları olarak, bizim devletimizin bakanları, bürokratları görevli seçilmiştir. Türk eğitim hayatının ve gelecek nesillerimizin verdiği RESİM, Kurban kesim yerinde kesilmek için sırasını bekleyen koyun benzetmesi inanın hakaret değildir.

ETCEP kaldırıldı mı?

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen ve Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen Proje, 19 Eylül 2014 tarihinden itibaren Milli eğitim okullarını kapsayacak pilot okullarla uygulanmaya konuldu. Gelen tepkiler karşısın da bir kaldırdık diyorlar, bir bakıyorsunuz başka bir bölgede veya okul da tekrar uygulamaya konmuş. Peki neden bu uygulamadan vazgeçemiyorlar.

Temel dayanak ”İstanbul Sözleşmesi”

Milli görevlilerimizin ve siyasilerimizin elini kolunu bağlayan bu Aileyi ve nesilleri İfsad yaptırımlarına karşı istek ve teslimiyet, Kadına yönelik şiddet konusunda “bağlayıcılığa sahip” ilk uluslararası sözleşme olarak ifade edilen, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren, toplumun temel dinamiklerini tahrip etmek için sahneye konan ‘İstanbul Sözleşmesi’ne dayanmaktadır. İşte ETCEP ‘te bu uygulamalardan birisidir. Söylenenin/yazılanın/uluslararası bir sözleşmede geçen kavramın ne olduğunu anlayıncaya kadar, iş bitmiş oluyor.

Her Yerden Geliyorlar

İşte bir diğeri, Barbi’nin üreticisi Mattel hem kız hem erkek hem Gay hem aynı anda her cins olabilen Oyuncak Bebekleri piyasaya sürmüş. Toplumu ve aile kurumunu İFSAD etmek için yola çıkan LGBTİ yandaşları, Küresel Siyonist sapıkları, her yerden geliyorlar. Bir şeylerin yanlış gittiğini görmenin zamanı geçmektedir, Yağmur altında kalmış hasattan fayda gelmez.

Hiç şüpheniz olmasın Barbi bebekler Ülkemize de gelecek, anlı şanlı TV kanalların da reklamları da dönecek ve oyuncak bebekler bizim evlatlarına düşkün ebeveynler tarafından kapışılacak, bizim bürokratlar anlayıncaya kadar onlar devreye başka bir oyuncu sunacaklar.

2014 yılında okullarda uygulamaya konulan ETCEP projesiyle çocuklar ‘eşcinselliğe’ yönlendiriliyor. Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından ortaklaşa finanse edilen ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen proje ile çocuklara ‘cinsiyet eşitliği’ adı altında ‘eşcinsellik’ telkin ediliyor. Şimdi de erkek çocuklarını da bebeklerle oynatmaya başlayacaklar.

Varılmak istenen esas hedef “Ailesiz Toplum”

Feminizm’in ideologlarından “Simone de Beauvoir’da İkinci Cins kitabında “Evlilik ve aileyi; erkek egemen düzenin, kadını baskı altında tutmak için geliştirdiği bir yapı” olarak görür ve “çoğu feministler gibi ailenin tamamen ortalıktan kaldırılmasını” önerir. “Hiç bir kadına evde oturup çocuğunu büyütme fırsatı vermemeliyiz… İnsanın yaratılmış bir doğası/fıtratı yoktur… O şekil verilebilir ve biz ona yeni bir şekil vermeliyiz” önerisinde bulunur.

Biz biliyoruz ki toplumsal cinsiyette eşitliğin sağlanması kadını şiddetten, tacizden, tecavüzden korumak için yeterli olmaktan daha çok, sebebi olacaktır. Cinsiyet eşitliği dedikleri yaşam modelini uygulandığı İskandinav ülkelerine bakıldığın da daha çok, şiddet ve tecavüzün olduğunu göreceksiniz. Kadının ve toplumsal hayatın kurtuluşu, İslam’ın kadına verdiği değerde saklıdır. Reçete yazılmıştır, deva bellidir, hata İslam’da değil, İslam’ı çağdışı ilan edip, sahte izm’lere sarılanlarda ve İslam’ın hayat düsturlarını hayatına uygulamayan biz Müslüman’lardadır.

Biz biliyoruz ki Kazılan her mezar önce mezarcısını içine alır, “Ailesiz Toplum. Modern Family ” ile, İnsanlığın mezarını kazdığını zanneden Siyonist sapıklar, kendi kazdıkları çukurlara sapkın fikirleri ile beraber gömüleceklerdir.

Selam, Sevgi ve Muhabbetle

Mustafa Hakkı SEZGİN

YORUM EKLE

banner17